31 Ocak 2010 Pazar

O Günden Beri

Hasretin bir yangın avuçlarımda
Ayrılıp gittiğin o günden beri
Ararım gölgeni boş duvarlarda
Ayrılıp gittiğin o günden beri

Sensiz diken oldu başımda yastık
Mutluluğu hangi dolaba astık
Odamda ne varsa yüzleri asık
Ayrılıp gittiğin o günden beri

Bu nasıl bir duygu bilemiyorum
Kimseye ayrıldık diyemiyorum
Adını kim sorsa eziliyorum
Ayrılıp gittiğin o günden beri

Ahmet Selçuk İlkan

29 Ocak 2010 Cuma

lişki Durumu: Karmaşık

Nancy Meyers’in yönettiği ve Meryl Streep, Steve Martin, Alec Baldwin ile John Krasinski’nin oynadığı İlişki Durumu: Karmaşık (It’s Complicated), 29 Ocak 2010’da UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Jane’in üç yetişkin çocuğu ve boşandığı eski kocası avukat Jake’le dostça bir ilişkisi vardır. Fakat Jane ve Jake oğullarının mezuniyeti için kendilerini şehir dışında bulduklarında, işler karışmaya başlar. Birlikte yedikleri yemek yeni bir ilişkinin başlangıcı olur. Jake, Agness’le evlidir. Jane’in mutfağını değiştiren mimar Adam, Jane’e aşık olmaya başlar, ancak yeniden alevlenen bu aşkın ortasında kalır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

İntikam Peşinde

Martin Campbell’in yönettiği ve Mel Gibson, Danny Huston, Ray Winstone ile Shawn Roberts’ın oynadığı İntikam Peşinde (Edge Of Darkness), 29 Ocak 2010’da Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Thomas Craven, cinayet masası dedektifi ve kızını yalnız büyüten bir babadır. 24 yaşındaki kızı evinde vurulunca herkes hedefin Craven olduğunu düşünür. Ancak Craven bu durumdan şüphelenmeye başlar ve kızının ölümünü araştırmaya karar verir. Araştırma onu, kızının gizli yaşamına, devletin gizli işlerine ve kanıtları yok etmekle görevli devletin gizli adamı Darius Jedburgh’e götürür.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

26 Ocak 2010 Salı

Seni Aradım

Omuzumda sevda yükü
Yollarda seni aradım
Beste beste, türkü türkü
Tellerde seni aradım

Girdim yeşilden sarıya
Sordum ölüye diriye
Çiçeği verdim arıya
Ballarda seni aradım

Aşk yalımı girdi cana
Gönlüm döndü gülistana
Gece gündüz yana yana
Küllerde seni aradım

Yorulup demedim yeter
Hasretin gözümde tüter
Kerem'den, Mecnun'dan beter
Çöllerde seni aradım

Bahçem çiçek bağım gazel
Birleşir ebedle ezel
Ayırmadım çirkin, güzel
Kullarda seni aradim

Ulaşmak icin rahmete
Katlandım binbir zahmete
Karışıp söze sohbete
Dillerde seni aradım

Abdurrahim Karakoç

24 Ocak 2010 Pazar

Endişe

Kadın psikiyatriste gidip "Gerçekten çok endişeliyim" demiş, "Geçen gün bizim evde kızımı komşunun oğlu ile çırılçıplak buldum, birbirlerinin vücutlarını inceleyip zevkle kıkırdıyorlardı."
Psikiyatrist gülümsemiş "Endişe edilecek bir şey yok" demiş, "Bu çok normal..."
"Bilemiyorum işte" demiş annesi, "Ben çok endişeleniyorum… Kızımın kocası da öyle!.."

Sınıfta Kalmak

Temel İstanbul’da okumaktadır. Dersleri çok kötüdür ve sene sonu sınıfta kalır. Trabzon’da yaşayan kardeşine telgraf çeker,"Cemalcuğum ben sınıfta kaldım sen babamı hazurla" der.
Bir süre sonra kardeşi Cemal’den telgraf gelir.
"Temel abi ben babamı hazurladum, sen de kendini hazurla..."

Geçerli Neden

Adamın birinin kafası kızmış, telefonla avukatını aramıştı.
"Ahmet" dedi. "Ben boşanmak istiyorum."
"Boşanmak mı? Peki, geçerli bir nedeniniz var mı?"
" Elbette var! Evliyim de ondan!.."

23 Ocak 2010 Cumartesi

Umuttun Sanıyordum Unuttun Sen

hiç bir ağaç
bahar gelince saklamaz
çiçeklerini gökyüzünden
hiç bir çiçek
kollarını kapamaz
ona koşup gelen arıya
kollarrını kapadın,
çiçeklerini sakladın sen
umuttun sanıyordum
unuttun sen!

şimdi hangi toprağı avuçlasam
içinden yol arayan bir solucan çıkıyor.
ve hangi denize taş atsam,
gidip masum bir yunusu vuruyor.
yolllarımı tıkadın
hedefimi şaşırttın sen
umuttun sanıyordum
unuttun sen!

artık kaç intihar öldürür
içimde ölümsüzleşen seni
ve hangi mezar kucaklar
böyle nefes alırken beni
şu yıllardır can kusan
ruhumun ciğerlerine
taptaze,mis gibi bir nefestin sen
umuttun sanıyordum
unuttun sen.

şimdi hangi büyücü fayda eder
senden büyülenmiş gözlerime
ve kaç bin kırbaç kar eder
sensiz küfürle dolmuş sözlerime
yıllardır yazdığım aşk tezimi
sayfa sayfa çürüttün sen
umuttun sanıyordum
unuttun sen

artık hangi dağda arayayım
gönlümün kırlarına yeni bir ceylan
gözyaşlarım yüzümün yamaçlarında
damla damla heyelan
şu cehennem gibi yanan yüreğime
bembeyaz,sepserin bir buluttun sen
umuttun sanıyordum
unuttun sen.
unuttun sanıyorum
umuttun sen...

Mustafa Durukan

22 Ocak 2010 Cuma

Ejder Kapanı

Uğur Yücel’in yönettiği ve Uğur Yücel, Kenan İmirzalıoğlu, Nejat İşler ile Ceyda Düvenci’nin oynadığı Ejder Kapanı, 22 Ocak 2010'da UIP Filmcilik dağıtımıyla TMC Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Güneydoğu’da askerliğini yapan Er Ensar acımasız bir ölüm makinasıdır. Askerdeyken 12 yaşındaki kız kardeşine tecavüz edilmiştir. Askerden döndüğü ilk gün, kız kardeşinin kendini astığını öğrenir. Ardından şehirde cinayetler işlenmeye başlar. Soruşturmayı cinayet masasından iki usta dedektif Abbas, Celal ve stajyer polis memuresi Ezo üstlenir. Emekliliğinden önce son görevini üstlenen Abbas’ın tek hayali sevgilisi Cavidan’ı da alıp uzaklara gitmektir.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Prenses ve Kurbağa

Ron Clements ile John Musker’in yönettiği ve Anika Noni Rose, Bruno Campos, Keith David ile Michael-Leon Wooley’nun seslendirdiği animasyon film Prenses ve Kurbağa (The Princess and the Fog), 22 Ocak 2010’da UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir prensesin, yakışıklı bir prense dönüşen bir kurbağayı öpmesiyle birlikte gerçek aşkını bulduğu hikâyeyi herkes biliyor. Bu hikâyede prenses yine bir kurbağayı öpüyor fakat sonuçlar çok farklı oluyor. Bunun peşinden mizah, heyecan, müzik ve duygu dolu bir macera başlıyor. Sonunda aşk, prens ile prenses arasında bir yolunu bulup gelişiyor.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Morganlar Nerede?

Marc Lawrence’in yönettiği ve Mary Steenburgen, Sarah Jessica Parker, Hugh Grant ile Sam Elliott’nun oynadığı Morganlar Nerede? (Did You Hear About the Morgans?), 22 Ocak 2010’da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Manhattan’lı başarılı çift Meryl ve Paul Morgan’ın neredeyse mükemmel olan hayatlarının tek başarısız yönü sürdüremedikleri evlilikleridir. Ancak, hayatlarındaki problem başlarına gelen felâketin yanında bir hiç kalacaktır. İstemeden bir cinayetin görgü tanığı olurlar ve bir kiralık katilin hedefi olurlar. Federal polis onları küçük bir kasabaya göndererek tanık koruma programına alır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

21 Ocak 2010 Perşembe

Tek Hece

Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğime Toroslar'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim tac ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı icin kül eyledim Kerem'i.
İbrahim'in atıldığı kor benim...

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di.
Hatrım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm.
Yunus'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla'danım, hayır benim, şer benim...

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim

Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Embiyanın yüzündeki nur benim

Kimsesizim hısmımda yok hasmımda,
Görünmezim cismimde yok resmimde,
Dil üzmezim tek hece var ismimde,
Barınağım gönül denen yer benim.

Cemal Safi

19 Ocak 2010 Salı

Falcı

Adamın biri bir lunaparkta etrafı gezerken"Biraz eğlenirim" diye düşünerek bir falcının çadırına girmiş, falcı kadının karşısına oturmuş. Kadın önündeki kristal küreye gözlerini dikmiş, transa geçmiş ve "Ah.." demiş, "...görüyorum ki 2 çocuk babasısınız." Adam keyifle kahkahayı basmış:
"Hahahaha... Attın tutturamadın işte... Tam tahmin ettiğim gibi... Ben 3 çocuk babasıyım!"
Falcı gülümsemiş: "Sana öyle geliyor!.."

Gelin Kaynana

Gelinle kaynana anlaşamıyorlarmış.
Oğlan, evin ihtiyaçları için köyden şehre gidecekmiş. Karısına seslenmiş;
"Sor bakalım, annemin ihtiyaçları var mı?"
Gelin de kulağı az duyan kaynanasına eğilip;
"Kaşlarını alayım mı?"diye sormuş. Haliyle kaynana da;
"Yok yok istemem” demiş!.."

18 Ocak 2010 Pazartesi

Sensizlik

Sensizlik,
İçimi seninle dolduran.
Sensizlik...
Sensizlik ve sessizlik.
Sensizlik kimsesizlik.

Ellerim sende,
Gözlerim sende,
Yüreğim sende,
Belleğim sende,
Bense biçare,
Sensiz ve sessiz bir köşede...
Senin ellerinse,
Bir başkasının ellerinde.
Ve
Yüreğim işkencede...

Sensizlik,
Elimi kolumu bağlayan.
Sensizlik...
Sensizlik ve sessizlik.
Sensizlik kimsesizlik.

Hakan Yılmaz

Sen Unutulmayı Hakettin

Ne yaptın sen böyle
Hiç mi ayrılık şiiri okumadın
Hiç mi sevda tanımadın
Aşkın büyüten hasretin
Ayrılık olduğunu anlamadın
Alıştırdın beni sensizliğe
Önce gözlerini kaçırdın sessizce
Kapandı gönül kapıları
Kelepçe vurdun sevgiye
Yitirdi sevda sihir'ini
Ellerim üşüyünce fark ettim
Süzülüp sessizce gittiğini
O kadar alıştım ki yokluğuna
Sanki hiç olmadın
Her şey yine kendi halinde
Herkes kendi işinde
Ne bir telaş
Ne bir arayış
Olmadı yüreğimde
Mehtap bile aynı demde
Ama hak ettin sen bunu
Ne gerek vardı
Bu kadar sıradanlaşmaya
Hiç mi beni düşünmedin
Bu adam nasıl yaşar
Kime şiir yazar demedin
Oh olsun işte
Oh olsun adını bile şiire demedim
Oh olsun
Seni bende bitirdim

Hasan Yılmaz

Tanrı ve Erkekler

Tanrı eşeği yarattı ve ona dedi ki:
"Sen bir eşeksin. Sabahtan akşama kadar yorulmadan, yakınmadan çalışacaksın ve ağır yükleri sırtında taşıyacaksın. Ot yiyeceksin az akıllı olacaksın ve 50 yıl yaşayacaksın".
Eşek cevap verdi:
"50 sene böyle bir hayat için çok çok fazla, lütfen bana 20 yıldan fazla verme!" ve öyle oldu...
Sonra tanrı köpeği yarattı ve ona dedi ki:
"Sen bir köpeksin. İnsanların mallarını koruyacaksın, onların en yakın dostu olacaksın. Geriye kalan artıkları yiyeceksin ve 25 yıl yaşayacaksın."
Köpek cevap verdi:
"Tanrım, 25 yıl böyle yaşamak çok fazla. Bana 10 yıl ver yeter" ve öyle oldu...
Daha sonra Tanrı maymunu yarattı ve dedi ki:
"Sen bir maymunsun. Ağaçtan ağaca salınacak ve bir aptal gibi davranacaksın. İnsanları eğlendireceksin ve 20 yıl yaşayacaksın".
Maymun cevap verdi :
"20 sene dünyanın palyaçosu olarak yaşamak çok fazla. Bana 10 seneden fazla verme". Ve
böyle oldu...
En sonunda Tanrı erkeği yarattı ve ona dedi ki:
"Sen bir erkeksin. Dünyada yaşayacak tek rasyonel düşünen canlı olacaksın. Diğer yaratılmışlara zekanı kullanarak hükmedeceksin. Dünyayı yöneteceksin ve 20 yıl yaşayacaksın."
Erkek cevap verdi :
"Tanrım, erkek olmak için 20 yıl yetmez. Lütfen bana eşekten artan 30 yılı, köpekten artan 15 yılı ve maymununun 10 yılını ver. "
Tanrı bunu kabul etti ve erkek 20 yıl erkek olarak yaşadı sonra evlendi ve 30 sene eşek olarak sabahtan akşama kadar çalıştı ve ağır yükler taşıdı. Sonra çocukları oldu ve 15 yıl köpek gibi yaşadı, evi korudu, aileden artanları yedi. Sonra ilerleyen yaşında 10 yıl maymun olarak yaşadı. Aptal gibi davrandı ve torunlarını eğlendirdi. Bu güne kadar böyle geldi..."

17 Ocak 2010 Pazar

Sherlock Holmes

Guy Ritchie’nin yönettiği ve Robert Downey Jr, Jude Law, Rachel McAdams ile Mark Strong’un oynadığı Sherlock Holmes, 15 Ocak 2010’da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Arthur Conan Doyle’un dünyaca ünlü karakteri Sherlock Holmes’ün dinamik yeni uyarlamasında Holmes (Robert Downey Jr.) ve cesur ortağı Watson (Jude Law) en son maceralarına atılıyorlar. Dövüş tekniklerini, efsanevi zekâsı gibi silâh olarak kullanan Holmes, bu macerasında ülkesini yok edebilecek ölümcül bir komployu aydınlatmak için yeni bir düşman ile savaşıyor.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Gelecekten Bir Gün

Boğaçhan Dündar’ın yönettiği ve Hayrettin Karaoğuz, Hande Subaşı, Rasim Öztekin ile Neco’nun oynadığı Gelecekten Bir Gün, 15 Ocak 2010’da Medyavizyon Film dağıtımıyla Film Bahçesi tarafından vizyona çıkarıldı.
Hayatı boyunca yaşadığı tüm aksiliklerden dolayı çok şanssız olduğuna inanan Tolga işinden de kovulunca, plâtonik aşkına kavuşma ihtimalinin de kalmadığına inanarak intihar eder. Melekler kendisine ceza olarak eğer intihar etmemiş olsaydı gelecekte nasıl bir hayatının olacağını gösterirler. Bunun üzerine Tolga'nın hayatında olağanüstü bir komedi ve aşk başlar.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

16 Ocak 2010 Cumartesi

Aklı Havada

Jason Reitman’ın yönettiği ve George Clooney, Vera Farmiga, Jason Bateman ile Melanie Lynskey’nin oynadığı Aklı Havada (Up In The Air), 15 Ocak 2010’da UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Ryan, bütün iş yaşamı şehirden şehire iş seyahatlerinden ibaret olan bir şirket elemanıdır. Çalıştığı şirketin seyahat bütçesini küçültmesi üzerine Ryan kendini beklenmedik bir mücadele içinde bulur. Tam da rüyalarını süsleyen seyahat tutkunu kadınla yeni tanışmışken, çalıştığı şirket tasarruf önlemlerini gerekçe göstererek, bundan sonra daha az seyahat etmesini uygun bulmaktadır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Kim Kiminle Nerede?

Woody Allen’ın yönettiği ve Ed Begley Jr, Patricia Clarkson, Larry David ile Conleth Hill’ın oynadığı Kim Kiminle Nerede? (Whatever Works), 15 Ocak 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Filma Ltd. tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir zamanlar fizik profesörü olan Boris, dünyanın patlayacağını düşünen, kendini dev aynasında görürken tüm insanlığa karşı hissettiği nefreti gizlemeyen tuhaf bir adamdır. Bir gün yolu güneyli saf kız Melody St. Ann Celestine ve tutucu ailesiyle kesişir. Film, kuantum mekaniği, evlilik, deha, aldatma ve cinsel uyanışlar hakkında bir komedi.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

14 Ocak 2010 Perşembe

Bir Doğum Günü İçin

Göklerin yüzü güldü mü
Dünyaya geldiğin zaman?
Azgın sular duruldu mu
Dünyaya geldiğin zaman?

Güneşler gibi tek miydin?
Ay ışığından ak mıydın?
Böyle nazlı çiçek miydin?
Dünyaya geldiğin zaman?

Yıldızlar halin sordu mu?
Bulutlar selam durdu mu?
Yerlerin kalbi vurdu mu?
Dünyaya geldiğin zaman?

Aşkını candan duymuşum,
Canım yoluna koymuşum.
Tam dokuz yaşındaymışım
Dünyaya geldiğin zaman.

Kimbilir nasıl güzeldin,
Göklerden yere süzüldün...
Benim alnıma yazıldın
Dünyaya geldiğin zaman

Sabahattin Ali

Artık Kalbim Yok

artık kalbim yok ağladığımda sana
düşündüğümde seni artık kalbim yok
seni anlatırken birilerine, atmıyor kalbim
atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok !
küçük bir velede verdim onu, oyuncak niyetine
fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak
köpeğine
suda sektirdim bir kiremit parçası gibi
ve bekledim batmasını
bekledim batmasını yanan bir gemi
nasıl ağlayarak denize dökülürse

istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok!
artık kalbim yok baktığımda eski resimlere
özlediğimde seni
arta kalmış bir kalbim yok!
Yok..

Küçük İskender


12 Ocak 2010 Salı

Sana Son Mektubumdur

Beni rüzgâra verme
Öfkeli bir deniz gibi
Üstünden atma beni
Yazdığın gibi silme

Yumlama parçalama
Ne yapsam kırılmaz diye
İtme koca dağlardan
Gidip gelip ağlatma

Bu bensiz yapamaz de
İçimin derinlerine sakla
Gösterme kimseye beni
Gönlünde tut bırakma

Kuşlara parçalatma
Çöllere koyup dönme
Gözden çıkarma beni
Tam her şeyimi aydınlatırken
Yeter bu kadar deyip sönme

Bir gidip bir gelip
Çocuk gibi oyalama
Korkutma yıldırma beni
Beni sakın bırakma.

Afşar Timuçin

Sustum

"Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı"

Herkesin konuştuğu bir dünyada
ben sustum!
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
kimse duymuyor...

Sustum!
Bin ah sürüp dudaklarıma
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
sustu benimle deniz,
sustu deli dalgalar, sustu martılar...
umutlarımı sarıp rüzgarlara
uzaklara savuruyorum her gece
yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
kimse görmüyor...

Sustum!
Tam acılarımı haykıracaktım ki,
sustum
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
bir çığlık kanıyor demedim, en derininde yüreğimin...
içimdeki volkanları boğarak sustum!
açmadım kimselere yüreğimi
hançeri sadece kendime sapladım
sapladım ve sustum!
hüznü yüzümde,
acıları gözlerimde topladım sustum! ..

Sustum!
sustu dudağımdaki şarkı,
gözlerimdeki şiir
yaraları yalayan rüzgar
sokaklarında kahrolduğum şehir
gözlerim konuşuyor yalnız!

Saçı ağarmış hayaller
nemli kirpiklerle
bulutlandığında gözlerim
gökte şimşek olup çakıyorum
kimse görmüyor...

Sustum!
tuz basıp yaralarıma!
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
yaslanıp yalnızlığın duvarına
gül döküp kalabalıklara her gece
kimsesiz geziyorum gönül ülkemi
kimse bilmiyor...

Sustum!
tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum
sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
acılar konuşuyor şimdi yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
atıyorum uçurumlardan
kimse görmüyor

Ne zaman
dudaklarından öpmeye kalksam hayatı
saçlarını koklasam rüzgarların
içimde incecik bir sevgi ürperiyor
sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
gelmiyor beklediğim bahar
yaralar merhem tutmuyor
gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
kimse silmiyor
yağmur dinmiyor
sevdiğim bilmiyor

Sustum!
sustu benimle sarı sabır,
sustu hasret, sustu zaman
yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
kimse duymuyor

Sustum!
İçimde dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
sustum
sustu dudağımdaki şiir
gözlerimdeki nehir
gönlümdeki yara
bulutlar haykırdı isyanımı
şimşekler haykırdı
sadece ben duydum
sadece ben

Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
yaralar merhem tutmuyor
geceler avutmuyor
ben sustum
acılarım konuşuyor yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor

Ben sustum!
susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
pencereme vuran yağmur damlaları
susmuyor dışarda inleyen rüzgar
yıldızlar küs
ay üzgün
yağmur dinmiyor
içimde binlerce şiir kanıyor her gece
kimse bilmiyor
kimse duymuyor

sustum!
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
sustu hayat, sustu zaman
acılar konuşuyor yalnız
acılarım konuşuyor
kimse duymuyor...
duymuyor...
duymu...
duy...


Nuri Can

11 Ocak 2010 Pazartesi

Erkekler

20 yaşında hindistancevizi gibidir. (Çok şey vaat eder, az şey verir) 30 yaşında mantar gibidir. (Tehlikeli ama lezzetli) 40 yaşında karpuza benzer. (Büyük, yuvarlak ve sulu) 50 yaşında mandalina gibidir. (Mevsimi yılda bir gelir) 60'ında kuru üzüm gibidir. (Kuru ve buruşuk) 70 yaşında kelek gibidir. (Ancak turşusu kurulur)

Kadınlar

20 yaşında futbol topudur. (22 kişi peşinden koşar) 30 yaşında basketbol topudur. (10 kişi peşinden koşar) 40 yaşında golf topudur. (1 kişi peşinden koşar) 50 yaşında pinpon topudur. (2 kişi birbirine atar) 60 yaşında voleybol topudur. (Kimse tutmak istemez) 70 yaşında yakar toptur (Herkes kaçar)


Kocaya Ders

Adam, akşamüstü eve geldiğinde bahçenin karmakarışık olduğunu gördü. Çocuklar, çamur içindeydi; toprakla oynuyorlardı.
Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmıştı.
Abajur sehpanın üzerine düşmüş, salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık kalmıştı.
Oturma odasında, yerlerde çocuk kıyafetleri gelişigüzel atılmıştı.
Mutfakta bulaşıklar yıkanmamıştı.
Kırılmış bir bardağın parçaları masanın altındaydı.
Karısı etrafta görünmüyordu.
Telâşla yukarı kata çıktı; acaba başına bir şey mi gelmişti!
Hayır, yatak odasına girdiğinde karısını gördü. Yatağa uzanmış, sükûnet içinde kitap okuyordu. Adam telâşla sordu: "Ne oldu böyle?" Kadın cevap verdi: "Hiçbir şey olmadı.
Sen her gün eve döndüğünde, bütün gün ne yaptın demez miydin. İşte bütün gün yaptıklarımı bugün yapmadım."

Sevginin Erdemi

Doktor, 5 yaşındaki küçük çocuğa "Senden bir isteğimiz olacak. Ablanın yaşayabilmesi için kanını vermen gerekiyor; verir misin?" diye sorar. Küçük oğlan çocuğu, aynı hastalıktan yeni kurtulmuş ve kanında virüsü yok eden antikorlar oluşmuştur. Çok ağır durumda olan genç kızın hayatta kalması, o kanın verilmesine bağlıdır. 5 yaşındaki erkek çocuğu bir an duraksayıp, sonra kararını verir: "Eğer kurtulacaksa ablam, tabii ki veririm kanımı"
Kan nakli yapılırken, ablasının gözlerinin içine bakıp gülümsemeye çalışır. Yavaş yavaş kızın yanaklarına renk gelir; buna mukabil, küçük çocuğun yüzü bembeyaz olmuştur. Titreyen bir sesle doktora sorar: "Hemen mi öleceğim doktor amca?" Ufak çocuk doktoru yanlış anlamıştır; ablasına vücudundaki bütün kanı verip, kendisinin öleceğini düşünmektedir. Ama gene de, bu fedakârlığı yapmaktan çekinmemiştir.

10 Ocak 2010 Pazar

Muhasebecinin Hasreti

Hasretine borç yazdım.
Mutluluğuma alacak.
Şimdi mizan bekliyorum,
Ters kayıt düşmek için...

Hangisi

Sekreterlik sınavına giren üç genç kıza "Beş kere beş kaç eder?" diye sormuşlar. Birincisi "25", ikincisi "10", üçüncüsü de "10" demiş. Peki.. sınavı hangisi kazanmış?
"En seksi olanı!.."

Aceledir

Dursun iş bulma bürosuna başvurmuştu. Sırası gelince görevli memura;"Acele tarafından bir iş bulmak zorundayım. Tam 13 çocuğum var" dedi.
Memur ona dikkatle baktıktan sonra sordu;
"Bunun dışında ne yapmayı bilirsin?"

9 Ocak 2010 Cumartesi

Kırık Kucaklaşmalar

Pedro Almodovar’ın yönettiği ve Penelope Cruz, Lluis Homar, Blanca Portillo ile Jose Luis Gomez’in oynadığı Kırık Kucaklaşmalar (Los Abrazos Rotos - Broken Embraces), 08 Ocak 2010'da Chantier Films dağıtımıyla Chantier Films tarafından vizyona çıkarılıyor.
Karanlıkta yazan, yaşayan ve seven bir adam. Bundan 14 yıl önce Lanzarote adasında geçirdiği korkunç trafik kazasında görme yeteneğiyle birlikte hayatının kadınını da kaybetmiştir. O günden sonra senaryo yazarken kullandığı takma adı Harry Caine ismiyle hikâyeler yazmaya devam eder.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Amelia

Mira Nair’in yönettiği ve Hilary Swank, Richard Gere, Ewan McGregor ile Christopher Ecceleston’un oynadığı Amelia, 08 Ocak 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Amelia Earhart’ın yayıncı George Putnam ile yaptığı fırtınalı ortaklık ve bu ortaklıktan doğan nihai evliliği, Earhart’ın havacılıkta elde ettiği erken başarıların, şöhrete ve servete kavuşmasının da arkasındaki güçtür.
Birbirlerine karşılıklı ihtiras, hayranlık ve nihayet büyük bir aşkla bağlı olan çiftin aralarındaki bağı, Earhart’ın Gene Vidal ile yaşadığı kısa tutkulu ilişki bile sarsamaz.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

8 Ocak 2010 Cuma

Tövbe

Babamı namaz kılmış, dua ederken görünce "Benim için de dua et" diyorum ve babamın cevabıyla dumur oluyorum. "Kendisi nerede derse ne diyeyim?"

Mesaj Alındı

"Seviyor musun?" dedim, "Seviyorum." dedi. "Ne kadar?" dedim, "Çok." dedi. "Ne kadar çok?" dedim. "Her akşam eve gelip dırdırını çekecek kadar çok..." dedi. Sustum...

Kavga Faslı

Karımla alışveriş merkezinde dolaşırken birden önümüzden inanılmaz güzel bir kadın geçti. Nasıl oldu ben de anlamadım ama ilk defa bir kadına bu derece kilitlendim. Bu durumun farkında olan karımın şu sözleri ile kendime geldim. "Bakma faslın bittiyse kavgaya geçeceğim!"

7 Ocak 2010 Perşembe

Aşkım

Stephen Frears’ın yönettiği ve Michelle Pfeiffer, Rupert Friend, Kathy Bates ile Felicity Jones’nun oynadığı Aşkım (Cheri), 01 Ocak 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
“Aşkım” (Cheri), zengin erkekleri baştan çıkarmasıyla meşhur 49 yaşındaki Lea de Lonval’le, daha 19 yaşındaki havalı ve deneyimsiz Fred’in altı yıl süren ilişkilerini anlatıyor.
1900’lerin başında Paris’te geçen filmde Lea, rakibesi Charlotte’un oğlu Fred’i kadınlar hakkında bir şeyler öğrenmesi için kanatları altına alır. İlişkileri safi zevkten ibaretken birbirlerine aşık olurlar.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Yahşi Batı

Ömer Faruk Sorak’ın yönettiği ve Cem Yılmaz, Ozan Güven, Demet Evgar ile Zafer Algöz’ün oynadığı Yahşi Batı, 01 Ocak 2010’da UIP Filmcilik dağıtımıyla CMYLMZ Fikirsanat - Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Yıl 1881, dönemin padişahı tarafından Amerikan Başkanına bir hediye gönderilmek istenir ve bu vazife için Aziz Efendi ve Lemi Bey görevlendirilir. Zorlu yolculuktan sonra vardıkları Amerika’da ne kimse onlara engel olabilir. Çünkü onlar padişahlarına verdikleri sözü her ne pahasına olursa olsun yerine getirmeye yemin etmiş gözü pek birer Osmanlı’dır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

6 Ocak 2010 Çarşamba

Soul Kitchen

Fatih Akın’ın yönettiği ve Adam Bousdoukos, Moritz Bleibtreu, Birol Ünel ile Anna Bederke’nin oynadığı Soul Kitchen, 01 Ocak 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Anka Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Filmde, restoranında sunduğu özensiz ve ucuz yemeklerden para kazanamadığı için başı derde girdiği bir dönemde, sevgilisiyle de arası açılan Zinos’un, “star” bir aşçıyı işe alarak nasıl yeni bir müşteri kitlesine kavuştuğu, esprili bir dille anlatılıyor. Eski sanayi bölgesinde hangardan bozma lokanta, yeni aşçı sayesinde gözde bir gurme restorana dönüşüyor.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

3 Ocak 2010 Pazar

Temel’in Çayı Karıştırması

Temel çay bardağındaki şekeri nasıl karıştırıyormuş?
"Kaşığı bir eliyle sabit tutup, diğer eliyle bardağı çevirerek..."

Paslanmak

Adamın eşini muayene eden doktor, durumu anlatır:
"Beyefendi önemli bir şey değil. Karınız yalnızca üşütmüş, dili de biraz paslanmış tabi..."
Bunun üzerine adam şaşırarak şöyle demiş;
"Hiç durmadan işleyen bir dil pas tutsun, hayret doğrusu!.."

Temel ve Dursun

Aynı okulda çalışan matematik öğretmenleri Dursun ve Temel birbirlerini hiç çekemezler.
Bir gün Dursun sahaflar çarşısında dolaşırken vitrinde gördüğü “Temel Matematik” kitabı nedeniyle müthiş kıskançlığa düşer.
Hiç vakit kaybetmeden çok çalışıp kendi kitabını yayınlatır: “Dursun Matematik”

Çalmak

Türkçe dersinde öğretmen Bulut’a sorar;
"Çalmak fiilinin gelecek zamanı nedir?"
Bulut yanıtlar;
"Hapse girmektir öğretmenim!.."

2 Ocak 2010 Cumartesi

Aşk Bana Senden Kalan

Usulca geçtim bu şehrin sokaklarını,
Akşama vardım.
Şiirler yazdım sevdiğim sana,
Anladım ki,
Seni sevmek bambaşka bir mevsimmiş bana.
Takvimlere bıraktım yalnızlığı,
Yağmurlardan düştüm yokluğuna, cümlelerinden içtim,
Sabahlara saklandı ayışığı,
Usulca unuttum bu şehrin sessizliğini.
Yanımda sen,
Ellerimde yüzüne gülümseyen zamanlarım,
Onca sevda vardı şafaklara sevdiğim,
Ben yalnız seninkini seçtim.
Çocukluğundan sıyrıldım sana aşkların,
Çabaladım kapıların dışında,
Yalnızlığıma ok gibi saplanan yarınlar vardı,
Anlaşılmamış, paylaşılmamış,
Gecelerce saçlarına karışan yıldızların koynunda,
Bir ben vardım, bir de sen,
Bakışırdık sabahlara kadar aynalarda.
Yani sevdiğim,
Zaman aldı uykularımı,
İçime sancı doğuran bütün sabahlardan,
Göremesemde seni, kendimden vazgeçtim.
Usulca bitirdim bu şehri seni düşünerek,
Bir seni sevdim.
Ardımızda,
Gündüze bırakılan nice aşklar vardı özlenmemiş,
Devrik cümlelerinde aşk, henüz yüzümü görmemiş,
Sen vardın bana herşeyden önce sevdiğim,
Seni sevmeyi öğretti bana gecelerce,
Sende aşk'ı bulan yüreğim.
Ve anladım ki sevdiğim,
Sevdaların şimdi bana herşeymiş,
Aşk yalnız sende gerçekmiş,
Seninle aşk'ı yaşamak,
Hiç birşeye değişilmezmiş.

Birkan Askan

1 Ocak 2010 Cuma

Zaman Bırakır Seni Avuçlarıma

Ben ne çabuk sen oldum,
Sarardı mevsimin tenindeki dokunuşu,
Yağmurlarda üşüdüm.
Bekledim seni ey sevdiğim,
Hasretine dayanamaz oldu,
Şiirlerimin sana her okunuşu.
Şehrim suskun, odalarım seni özlercesine
İsyan edercesine zamana.
Sen ne çabuk geldin,
Ne çabuk kendi içimdeki aynalarda kendimdin.
Ah kırlangıçların döndüğü vakitlerde
Yollarına düştüğüm yarim,
Bastığım yerlerde şimdi sensizlik,
Uzaklığında içimdeki kimsesizlik,
Ve çocukluğumda
Ruhumu çalan çaresizliktir seni yaşayabilmek.
Unutma sen beni,
Ne ihtimallerden çıkarım ben sevdalarına,
Ne de dönüşü olmayan iklimler eskitir içimdeki aşk'ı sana,
Sen benimsin, benimle kalmalısın yaşanmamış her yarına.
Ben seni uzaktan sevdim.
Uzaklar yangındır, seni yangınlarım bildim.
Özledim seni özlemediğim kadar hiçbirşeyi, yanımda istedim,
Bekledim titreyen düşlerimde, ah alazında ne ateşlere,
Yokluğunu sitem kabullenip küllendim.
Seni hep sevdim sevdiğim.
Boşver başkaları aksesuar takıntısı sansın cümlelerimi,
Ben aşkı şiirlerimle senin yüreğinde meyledim.
Ah aynaları toz tutmuş gençliğim,
Ne tükenir bu sevda artık bende,
Ne dudaklarımda yarimin sıcaklığı,..
Hayat buysa sevdiğim,
Ben herşeyi hiçbirşeyden çok ezberledim.
Yalnızlık ayrılık değil bende,
Ayrılık zamansızlıktır hayallerimde.
Zor değil, içine düştükçe öğrendim,
Zamansız terkedip denizlerine ayışığı kopyalayan bir şehri.
Yalnız seni,
Yalnız sendeki kendimi görebilmek için sevdiğim,
Sana kundağında gözleri yumuk aşklar getirdim.
Aşk bilip bendeki her hayalini,
Her hayalinde bana seslenen sevdalarından geçtim.
Sen ordasın biliyorum,
Burası koskoca bir suskunluk şimdi.
Ayrılık değil bana yokluğun,
Uşüyen yapraklarda ağlayan rüzgar,
Çocukluğum tutuyor ellerimden, bekle beni sevdiğim.
Bir şehir yalnızlığımı öldürüyor türkü tadında azar azar,
Bende kalan ne varsa, ıssızlığında duyulan ayak sesleri.
Sokaklarım, caddelerim,
Ve göz kırpan ışıkları gibi içime çektiğim,
Bir nefesin var bende sevdiğim.
Zor değil elbet anlıyorum,
Yavan kalır hep yaşanmışlık adına sonralar.
Yağmura gözyaşı saklar sabahlar ve ucu yanık mektuplar,
Gidiyor işte herşey bir adımlık hayat buymuş dediğim.
Sen ordasın ama, biliyorum,
Bekle beni sevdiğim,
Ben bu şehre yokluğunu terkedipte geliyorum.
Ah yüreğine mavi boncuklar takılası yarim,
Birgün zaman bırakır seni avuçlarıma.
İşte o zaman, yalnız o zaman,
Ben yüreğime saplanan geceleri sen bilirim.

Birkan Askan