30 Nisan 2010 Cuma

Beyaz Bant

Michael Haneke’nin yönettiği ve Christian Friedel, Leonie Benesch, Ulrich Tukur ile Ursina Lardi’nun oynadığı Beyaz Bant (Das Weisse Band - The White Ribbon), 30 Nisan 2010’da Wega Film İstanbul tarafından vizyona çıkarıldı.
1. Dünya Savaşı arifesinde geçen hikâye, bir köyde gelişen tuhaf kazalardan yola çıkıyor. Eğitim, din, gelenek, masumiyet gibi kavramları, köyün soysal dengeleri üzerinden yansıtan film, köy öğretmeninin geriye dönerek anlattığı bir hikâye olarak işleniyor. Olaylar 2. Dünya Savaşı Almanya’sının toplumsal temellerini gözler önüne seriyor.
Basın Bülteni: .doc / .pdf
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Beni Unutma

Allen Coulter’ın yönettiği ve Robert Pattinson, Emilie De Ravin, Chris Cooper ile Lena Olin’in oynadığı Beni Unutma (Remember Me), 30 Nisan 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.

Tyler, kaderin bir oyunu sonucu Ally ile tanıştığı güne kadar kendisini kimsenin anlayamadığını düşünmektedir. Aşk aklına gelen en son şey olmasına rağmen, Ally’nin beklenmedik şekilde kendine çok iyi gelmesi ve ondan ilham alıyor olmasıyla ona yavaş yavaş aşık olmaya başlar. Bu aşkla beraber mutluluğu ve hayatındaki anlamı da keşfeder.

Basın Bülteni

Fotoğraflar

Web Sitesi

Fragman

IMDb

26 Nisan 2010 Pazartesi

Aşkın Gözü Kör

Bundan çok uzun yıllar önce, henüz insanlar dünyaya ayak basmadan, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilmez halde dolanıyorlarmış. Saklambaç oynamaya karar vermişler. ÇILGINLIK ortaya atılmış, "Ben ebe olmak istiyorum" Herkes kabul etmiş. ÇILGINLIK, bir ağaca yaslanmış ve başlamış saymaya:
"1, 2, 3..."
İyi huylar ve kötü huylar saklanacak yer aramaya koyulmuşlar. ŞEFKAT, ayın boynuzuna asılmış, İHANET, çöp yığınının içine girmiş, SEVGİ bulutların arasına kıvrılmış, YALAN, bir taşın altına saklanacağını söylemiş ancak, gölün dibine çökmüş. TUTKU, dünyanın merkezine girmiş, PARA HIRSI, bir çuvalın içine dalarken, çuvalı yırtmış.
ÇILGINLIK saymaya devam etmiş:"..78, 79, 80..." AŞK'ın dışında, bütün iyi huylar ve kötü huylar saklanmış. AŞK, tereddüt içinde ne yapacağını düşünürken, birden sıçrayıp, kırmızı güllerin arasına girmiş.
ÇILGINLIK, saymayı tamamlamış: "...sağım solum sobe, saklanmayan ebe..."
ÇILGINLIK, önce TEMBEL'liği görmüş. Çünkü, enerjisi olmayan TEMBEL'lik orta yerde duruyormuş. Sonra ayın boynuzundaki ŞEFKAT'i, çöplerin içinden İHANET'i, bulutların arasından SEVGİ'yi, gölün dibinden YALAN'ı, dünyanın merkezinden TUTKU'yu bulup çıkartmış. Fakat AŞK'ı bir türlü bulamıyormuş. HASET, kıskançlık içinde AŞK'ın saklandığı yeri göstermiş. ÇILGINLIK, çatal şeklinde bir tahta sopa kapmış, güllerin arasına saplamış, saplamış, saplamış... Taa ki, yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. AŞK, ellerini yüzüne kapayarak orta yere çıkmış; parmaklarının arasından kanlar akıyormuş. ÇILGINLIK, AŞK'ı bulmak için, biraz fazla heyecana kapılınca, onun gözlerini kör etmiş. Ve tabii ki çok pişman olmuş, "Sana ne yapabilirim?" diye sormuş. AŞK, cevap vermiş: "Gözlerimi geri veremezsin ama istersen bana kılavuzluk edebilirsin."
Ve o günden beri, AŞKIN GÖZÜ KÖRDÜR; HER ZAMAN ÇILGINLIK ONA ARKADAŞLIK ETMEKTEDİR.

25 Nisan 2010 Pazar

Temel Niçin Öyle Yapmış

Dekoratör Temel, dekorasyonunu yaptığı dairenin bütün elektrik düğmelerini, duvar kâğıdının altında bırakmış. Niçin?
"Müşterisi gizli aydınlatma istemiş de onun için! "

Aşk Aritmetiği

akıllı erkek + akıllı kadın = aşk
akıllı erkek + aptal kadın = ilişki
aptal erkek + akıllı kadın = evlilik
aptal erkek + aptal kadın = hamilelik

Eli Belinde Laz

LazIn biri elini beline koymuş dalgın dalgın yürüyormuş. Birinin dikkatini çekmiş.Lazı seyrediyormuş. Laz belediye otobüsüne binmiş eli hâlâ belinde, inmiş yarım saat yürümüş eli hâlâ belinde. Onu izleyen dayanamamış koşup, önüne geçmiş:
"Kardeşim sen deli misin?"
Laz: "Yooo..."
Adam: "Hasta mısın?"
Laz:" Yooo...
"Seni iki saattir izliyorum elin belinde yürüyorsun."
Laz bakmış:" Vay anasını karpuz düşmüş!.."

Evli Erkeğin Şansı

Bir davete katılan Onur, bekârlıktan yakınıyordu.
"Evli erkekler, çok şanslılar.."
Davetteki bayanlar bu söze bayıldılar. İçlerinden biri tatlı tatlı tebessüm ederek sordu;
"Niçin şanslılar?"
"Niçin olacak... Evli erkekler sadece bir kadının kaprisine katlanır. Bekâr erkekler ise, bütün kadınların kaprisiyle uğraşır..."

24 Nisan 2010 Cumartesi

Ödül Peşinde

Andy Tennat’ın yönettiği ve Jennifer Aniston, Gerard Butler, Christine Baranski ile Natalie Morales’nin oynadığı Ödül Peşinde (The Bounty Hunter), 23 Nisan 2010'da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Ödül avcısı Milo Boyd, bir cinayetin sanığı olarak aranmakta olan eski eşinin peşine düştüğünde, hayalindeki işi bulduğunu düşünmektedir. Eski eşini yakalayıp adalete teslim etmek istediğinde ise, bir cinayeti örtbas etme işine bulaştıklarını fark ederler. Zamanında, birlikte yaşamanın çok zor olduğunu düşünen ikili, hayatta kalmak için kaçmanın daha zor olduğunu fark edeceklerdir.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Kapımdaki Casus

Brian Levant’ın yönettiği ve Jackie Chan, Amber Valletta, Madeline Carroll ile Will Shadley’in oynadığı Kapımdaki Casus (The Spy Next Door), 23 Nisan 2010’da Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Bob, Poldark adındaki bir suçluyu yakalamak için CIA ile işbirliği yapan Çinli bir casustur ve üç çocuklu bekâr komşusu Gillian ile flört etmektedir. Poldark’ı yakaladıktan sonra emekli olan Bob, Gillian ile yeni bir hayat kurmak istemekte ancak Gillian’ın çocukları ona yakınlık duymamaktadır. Bu arada Poldark bir şekilde hapisten kaçmayı başarır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

23 Nisan 2010 Cuma

Kadın Vazgeçerse

Peki bir kadın sevdiği kişiden ne zaman ve nasıl vazgeçer sizce? Bir kadının her şeyi ve tüm duygularını ardında bırakıp gitmesi hiç kolay değildir aslında! Kadınlar ilişkilerine ve sevdiklerine çok daha fazla bağlıdır. Sonuna kadar savaşır bir kadın aşkı ve erkeği için, her türlü fedakârlığı yapar. Çoğu zaman karşılık göremese de sevmeye devam eder. İçi acısa da, yüreği sızlasa da sevmekten vazgeçmez. Karşısındakine sevme güvenini o kadar hissettirmiştir ki, erkek kendinden emindir. Ne yaparsa yapsın kadının kendisini her daim seveceğini düşünür. Ama işte bu noktada yanılır. Bilmediği bir şey vardır kadınlar hakkında. O da bir kadının kendisine yapılan her şeyi biriktirdiği ve unutmadığıdır. Bir anda olmaz bu karar veriş, günün birinde tüm duygularını da yanına alıp çeker gider kadın usulca erkeğin hayatından! Nereye mi? Kendisine sevgiyle açılmış gerçek bir aşka tabii ki…
Bir kadın ne zaman gerçekten vazgeçer bilir misiniz dostlarım? Sevgisine karşılık alamadığını hissettiği zaman! Erkek kadının hala kendisini sevdiğini zannederken kadın çoktan sevgisini kalbine gömerek uzaklaşmıştır. Belki bu karar çok kolay olmamıştır, ikilemde kalmıştır uzun bir süre, amaçsızca sokaklarda dolaşmış ve düşünmüştür saatlerce! Aklı sarsıntılarla yorgun düşmüş, bilinci kamaşmış ve bir kaosun ortasında bulmuştur kendisini. Ama en sonunda vazgeçme kararını vermiştir zor olsa da, bunu yaparken de dönüşe dair tüm kelimeleri lügatinden çıkarmıştır. Vazgeçmiştir belki kalbini arkada bırakarak, ama aklını yanına almıştır. O yüzden bu kadar kolay gidebilmiştir. Her seferinde bıraktığı açık kapılar artık kapalıdır sonuna kadar..
Ve bir sabah kalktığında gülümseyerek aynaya şöyle der kadın: "Günaydın, gittim ben.. Vazgeçme kararını verdiğinde fonda Sezen’den şu cümleler dökülmektedir: "Ben senin hayatından gittim oğlum, hadi yerime koy birini koyabilirsen. "

Sevmekten Ne Zaman Vazgeçtim?

Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim.
BENCİL OLDUĞUN İÇİN VAZGEÇTİM!!
Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.
Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.
Bir erkek vazgeçmek istiyorsa tek bir neden yeterlidir ama biz kadınlar sevgimiz için mücadele ederiz, çünkü biz kadınlar elimizdekiyle yetinmesini ve mutlu olmasını biliriz.
Eğer sizin için mücadele edecek, sizi bir kadının hak ettiği değerle süsleyecek, sizi hayatına dâhil edebilecek ve gözlerinizin içine bakıp SENİ SEVİYORUM diyebilecek bir erkeğiniz varsa
dünyanın en şanslı kadınısınızdır demektir.

18 Nisan 2010 Pazar

Öyle Erkek Nerede?

Kadının biri, Maldivler'de kumsalda yürürken, ayağı eski bir lambaya takılır. Lambadan cin çıkar ve kadına tek bir dilek hakkı tanır.
"Dile benden ne dilersen?"
Kadın cebinden Ortadoğu haritasını çıkarır,"Bu ülkeleri görüyor musun, artık birbirleriyle savaşmasınlar. Tek dileğim bu" der. Cinin cevabı olumsuzdur.
"Tanrı aşkına kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar. Tamam işimde iyiyim ama bu kadarını yapacağımı tahmin etmiyorum. Başka bir dilekte bulun."
" Peki... Hayatım boyunca doğru erkeği bulamadım. Aradığım özellikler şunlar: "Düşünceli, karizmatik, eğlenceli, ev işlerinde bana yardım edecek, sürekli futbol izlemeyecek, her gün güzel bir sözle kalbimi kazanacak ve bana ömür boyu sadık kalacak bir erkek diliyorum."
Cin şöyle bir düşünmüş, derin bir iç çekmiş ve "Çıkart şu kahrolası haritayı" demiş.

16 Nisan 2010 Cuma

Genç Victoria

Jean - Marc Valle’nin yönettiği ve Emily Blunt, Rupert Friend, Paul Bettany ile Miranda Richardson’ın oynadığı Genç Victoria (The Young Victoria), 16 Nisan 2010’da Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Kraliçe Victoria'nın genç yaşında iktidara yürüyüşünün öyküsü. Filmde, Kraliçe Victoria'nın kraliyet ailesi içindeki iktidar kavgalarının nesnesi olmaktan, Prens Albert ile yaşadığı romantik yakınlaşmaya ve dillere destan evliliğine değiniliyor. Britanya tarihinin en uzun süre tahtta kalan kraliçesi Victoria'nın entrikalarla örülü öyküsü, İngiliz oyunculardan oluşan kadrosuyla daha da güçleniyor.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Denizden Gelen (Zeytin Dalı)

Nesli Çölgeçen’in yönettiği ve A. Onur Saylak, Deniz Boyner, Ahu Türkpençe ile Sümer Tilmaç’ın oynadığı Denizden Gelen (Zeytin Dalı), 16 Nisan 2010'da Özen Film dağıtımıyla Nöbetçi Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Polis Halil, bir Afrikalı göçmenin ölümüne sebep olur. Olayın vicdani sorumluluğu Halil’i kendi dünyasına hapseder. Jordan ise annesiyle birlikte başladığı yolculuğu Yunanistan’da buluşacağı babasıyla İngiltere’de sonlandıracaktır. Bu haftalar sürecek olan kaçak yolculuktur. Babasına ulaşmadan önceki son durağı Dalyan’da Jordan’la Halil’in yolları kesişir.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman

Kosmos

Reha Erdem’in yönettiği ve Sermet Yeşil, Türkü Turan, Hakan Altuntaş ile Sabahat Doğanyılmaz’ın oynadığı Kosmos, 16 Nisan 2010'da Tiglon Film dağıtımıyla Atlantik Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Kosmos mucizeler yaratan bir hırsızdır. Dağlardan taşlardan, ağlayarak ve sanki birilerinden kaçar gibi gelir bu zaman dışı sınır şehrine. Şehre girer girmez nehirde boğulan bir küçük çocuğu kurtarır ve mucize yaratan insan olarak hemen kabûl görür şehirde. Kosmos’un gelmesiyle şehirde soygunlar ve mucizeler birbirini kovalarken, şehirliler Kosmos’un insanları iyileştirme gücünü keşfederler.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

15 Nisan 2010 Perşembe

Kadın Dediğin

Kadın dediğin güzel olacak arkadaş.
Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgarına kayacak. Bacakların, ayakların,bilekten bağlı ayakkabıya tutunan parmakların, seyrine doyamayacaksın.
Bakımlı olacak kadın dediğin. Saçları ipek , topukları pembe, boynu ince,salındı mı kuğu gibi zarif olacak ve zarifliğinin ortasında bir hanımefendi barındıracak.
Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağı, sözü doğru, ruhu aydınlık olacak,güzelliği komple olacak. Korkmayacaksın gecenin bir vakti sol cenapta yüzünü gördüğünde. Yeni bir kabus gibi yaşamayacaksın gerçeği de. Güzel olacak ama, aklını evde tutacak kadar da akıllı.... Seni elinin tersiyle değil, avucunun içiyle kavrayacak... Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz beni
böyle. Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek küçük kurtçuklarla. Sıradan ve kabullenir yaşamanın ne demek olduğunu sindirmiş olacak içine.
Asla şatafat düşkünü olmayacak. Doğum günlerinde bir sıcacık öpücüğünyerini, tek taş bir De Beears'ın alamayacağını algılayacak kadar doygun olacak. Hatırlaman yetecek özel günleri, pahalı bir hediyeyle savuşturmadan.
Sadeliğin içinde farkedilir olabilmeyi, gösterişli kıyafetle bir tutmayacak. Duruşu, oturuşu, yürüyüşü abartılı değil, basit hiç değil, sadelikten oluşacak. Kendini süs bebeği gibi ortaya atıp, fingirdeşmeyecek başkalarıyla. Ekonomiden, politikadan, milli maçlardan ve kültürel olaylardan haberi olacak. Bizi kim yönetir, nasıl yönetir, demokrasi, monarşi, oligarşi nedir bilecek, saf hatun numarasıyla cahilliğini güzelliğiyle örtmeye yeltenmeyecek. Gezip, eğlenmesini bildiği kadar, pazar parasını kozmetiğe yatırmaması gerektiğini, domatesin, ekmeğin, soğanın, kıymanın kaç para olduğunu bilecek. Cak cak telefonda konuşup, niye böyle fatura geldi hayret tribine girmeyecek. Eşini dostunu kollayacak ama içi vıcık vıcık dedikodu yumağının içinde kaybolmayacak.
Marka düşkünü, moda düşkünü olmayacak kesinlikle...Takip edecek ancak yakışanı seçecek. Sökük, paça boyu, fermuar dikmeyi bilecek, herseferinde terzi aranmayacak pırnık pırnık. Elinden her iş gelecek. Marifetlerini sadece seni elde ederken değil, seni elde tutarken de gösterecek ve tüm bunlar içinden gelecek içinden, göstermelik olmayacak.

Adamın siniri bozmayacak, tepesini attırmayacak, cinleri başına toplamayacak, körolası dilini gerektiğinde yutacak... Çarşı pazar görmesini, sana don kilot almasını, gömlek ayakkabı numaranı bilecek... Ve zevki seni giydirecek kadar yerinde olacak, kendisini giydirmeyi bildiği gibi.
Orada burada dedikodu yapmayacak, laf taşımayacak, ayıkla pirincin taşını durumlarına sokmayacak. Ortalık yerde kahkahalarıyla sebepsiz çınlamayacak. Dekoltenin dozunu kaçırmayacak ama sıkı sıkıya da kendini ambalajlamayacak.
Açık saçık olan elbisesi değil, sana olan ilgisi olacak ve bunu gösterebilecek medeniyeti...
Onu bir kediyi sever gibi seveceksin yanıbaşında ve huzurla... Öyle "çağırdım, gelmedin, geç kaldın, aramadın, sormadın, kiminleydin, hesap ver" yapmayacak. Sana yüreğiyle güvenecek, inançlarıyla sokulacak. Bilmem kimin sözüne aldırmayacak, asla arkadaşlarının arkasından konuşmayacak, hele küfür hiç etmeyecek. Sınırını zorlamayacak , salya sümük ağlamayacak, kıytırık nedenlerden hır gür çıkarmayacak. Sözü dinlenir, anlaşılır olacak. Bir hatayı allayıp pullayıp abartmayacak.
Gömleklerini o ütüleyecek ve o gömleğe hangi pantolon yakışır bilecek. Ama hayatı giyim kuşam üstüne kurulmayacak. Uyum ve uyumsuzluk nedir bilecek.
Bir kere, topuklu ayakkabıyla spor ayakkabının ayrımını yapabilecek arkadaş.
Dağa çıkarken rugan ayakkabı giymeyecek. "Of yoruldum, beni ara, beni al,beni bul, bunu isterim" değil, "sence de uygunsa, yanındayım, ben gelirim,merak etme" olacak lügatında. Tereciye tere satmayacak yani. Hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak. Cesur olacak cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek ve arkandan laf söyletmeyecek....
Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin. Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük. Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak. En seksi leydi olmayı da bilecek, hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de. Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küsmeyecek,
süründürmeyecek. Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.
Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek. Seni öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna. iki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehtidi savurmayacak. Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak...
Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürsüz yemeklerle işi olmayacak. şöyle pastırmalı kurufasulyenin yanına tereyağlı pilavı konduracak şüphesiz. Salatasız oturmayacak yemeğe. Temiz olacak herşeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri . Yahut pahalı parfümlerin sindiği, süslü püslü boyacı küpü gibi, her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin. Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş. Buram buram kadın kokacak kadın dediğin.
Kadın dediğin güzel olacak ama eli yüzü düzgünden çok öte birşey. Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da... Paranın gücünü bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terketmeyecek. Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak, yan gözle adam kesmeyecek ,üstüne sevgili edinmeyecek.
Sarışın, renkli gözlü, uzun bacaklı, beyaz tenli, ince bilekli dilber filan fasarya... Kadın dediğin hatun olacak arkadaş, sözüne güvenilir, olacak.
Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. Ağzı sıkı olacak kadın dediğin. Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak...
Para lazımcılardan, kürkçülerden, cep telefonu manyaklarından, dırdırcılardan, unutkanlıklarını senin üzerine atanlardan, kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan, raf süslerinden,
tehditkarlardan, kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan olmayacak.
Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak. Komplekslerini güzelliğiyle örtmeye çalışmayacak. Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak.
En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa... Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle. Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de...
Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek.
Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle , sınırlamayacak. Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla...
Bileceksin ki evde "O" kadın tarafından beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana...
" Ben böyle bir kadın tanıdım, değerini çok geç anladım..."

Can Yücel

13 Nisan 2010 Salı

Şark Oyunları

Kamen Kalev’in yönettiği ve Christo Christov, Saadet Işıl Aksoy, Hatice Aslan ile Ovanes Torosian’ın oynadığı Şark Oyunları (Eastern Plays), 09 Nisan 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Birbirinden kopan iki kardeşin kaderleri, ırkçı bir baskında buluşur. Kardeşler karşı saflardadır: Georgi, Neo Nazi bir gruba yeni dahil olmuş ve saldırırlardan birine katılmıştır. Abisi Itso ise saldırıya uğrayan Türk aileyi kurtarır. Georgi’den artık daha büyük saldırılara katılması beklenmektedir ancak Georgi bu hareket içerisindeki yerini sorgulamaya başlamıştır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

10 Nisan 2010 Cumartesi

Erkek Dediğin

Seni elinin tersiyle değil avucunun içiyle kavrayacak. Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz elimi böyle.
Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek.
İnce olacak; seni senin kadar düşünecek. Sen onu merak ettiğinde kendisine hesap soruluyor havalarına girmeyecek. Senin inceliğine karşı umursamaz sözler sarf etmeyecek.
Adamın sinirini bozmayacak, cinlerini tepesine çıkarmayacak, sanki sen onun için varmışsın her ne zaman istese emrine amadeymişsin, o ne yaparsa yapsın her istediğinde yanında elinin altında olacakmışsın triplerine girmeyecek.
Sen ona sevgini hissettirdiğinde, sen ona kayıtsız şartsız aşıkmışsın gibi havalara girmeyecek.
Erkek dediğin ilgi gördüğünde ilgiyle, sevgi gördüğünde sevgiyle karşılık verecek.
Erkek dediğin, sen onun için kendine baktığında, sırf ona daha güzel görünmek için giyinip kuşandığında hiçbir şey olmamış gibi davranmayacak.
Ruhunu okşamasını bilecek. Romantik olacak kimi gün habersizce kucağında çiçeklerle çıkıp gelecek. Özel günleri unutmayı marifet sanmayacak.
Kayıtsız olmayacak senin bütün zarafetine karşı. Gerçekten seven bir kadın sevgi ve ilgi bekler, erkeğine verdiği aşkın karşılığında küçük bir tatlı söz, kısa bir mesaj, bir çağrı bile onu mutlu edebilir. Erkek dediğin bütün bunları cebinden para harcıyormuş gibi cimrilikle yapmayacak.
Ben aranmayı, çok aramayı sevmem demeyecek. Her şey kendi istediği gibi olsun istemeyecek. Sadece kendi canının istemesine bağlamayacak her şeyi.
Erkek dediğinin, hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak. Cesur olacak cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek.
Seviyorum deyip bir sonraki perdede kaçmayacak, özlüyorum diyorsa gelecek, kaybetmek istemiyorum diyorsa kaybetmeyecek.
Erkek dediğin askına sahip çıkacak. Korkak olmaz erkek dediğin. Erkek dediğin iyi sevişecek. Koyun gibi yatmayacak, bir an önce şu iş bitse demeyecek.
Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin. Bir baba şefkatiyle seni alnından öptüğünde bileceksin ki sevgisi geçici ve zayıf değildir.Ve sevgiyle öptüğünde dudaklarından bileceksin ki öpüşün tek sebebi şehvet değildir.
Erkek dediğin yakışıklı olacak, çekici olacak ama bundan çok daha öte bir şey...
Zeki olacak.
Kadının küçük yalanlara, bahanelere inanmayacağını, kendisini kendi gibi tanıdığını bilecek. Kadının zekasını küçümsemeyecek kadar zeki olacak. Zeki olacak, seni bir hamur gibi karmasını bilecek, o hamura kendisi katmasını da.
Değerlerini bir anlık hevesler uğruna satmayacak.
Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seninle yataktayken kullanacak.
Erkek dediğin önce sevecek.
Kendini sevmeyen erkekten kimseye hayır gelmez. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu adamla ne yatağa sığıyorsun, ne toprağa... Koluna girip gezmesini bileceksin gururla, koynuna alıp sevişmesini de. Babalığını da bilecek, ana-babaya hürmet etmeyi, kadir kıymet bilmeyi, vefakarlığı, fedakarlığı...
Erkek dediğin seni koruyacak, kuşatacak.
O nerede olursa olsun seni koruyacağını bileceksin.
Pısırık olmayacak erkek dediğin. Erkek dediğin erkek olacak.
Seni sadece sen olduğun için sevecek. Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle hareket etmeyecek.
Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem dostun, hem baban, hem çocuğun olacak, huzurla bağrına basacaksın.

Can Yücel

En Mutlu Olduğum Yer

Kağan Erturan’ın yönettiği ve Ezgi Asaroğlu, Nihat Altınkaya, Sivga Erez ile Hakan Vardar’ın oynadığı En Mutlu Olduğum Yer, 09 Nisan 2010’da Warner Bros. dağıtımıyla Filmci - Orion - Grip TR - 1000 Volt - Sinefekt - Melodika tarafından vizyona çıkarıldı.
Kemal ve Elif yaşları 25'i geçmesine rağmen hayatta ne yapacaklarına karar verememiş genç insanlardır. Yolları İstanbul’un sıcak bir yaz gecesinde düzenlenen bir ofis partisinde kesişir. İkisi de birbirlerinden çok etkilenirler. Elif yıllar önce çocukluğunu geçirdiği sahil köyünde açık denizi ilk kez görüşünü anlatır ve birlikte yola çıkarlar.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Aşkın Yaşı Yok

Bart Freundlich’in yönettiği ve Catherine Zeta Jones, Justin Bartha, Saadet Işıl Aksoy ile Steve Antonucci’nin oynadığı Aşkın Yaşı Yok (The Rebound), 09 Nisan 2010’da Pinema Film dağıtımıyla D Productions tarafından vizyona çıkarıldı.
Sandy, 40 yaşına yeni basmış, 2 çocuk annesi güzel bir kadındır. Pasta yapmak, sandviç hazırlamak, çocukları okula bırakmak gibi birçok işi aynı anda yürütme konusunda uzmanlaşmıştır. Kocasının onu aldattığını öğrenince, yeni bir hayata başlamak üzere New York'a taşınır. Orada 24 yaşındaki, üniversiteden yeni mezun olmuş, Aram Finkelstein'la tanışır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Son İstasyon

Oğulcan Kırca’nın yönettiği ve Levent Kırca, Başak Daşman, Korel Cezayirli ile Suna Selen’in oynadığı Son İstasyon, 09 Nisan 2010'da Pinema Film dağıtımıyla Kırca Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Ruhi taşrada küçük bir istasyonda emekliliğine gün sayan bir memurdur. En büyük hayali, emekli ikramiyesiyle bir ev alıp hayatının son demlerini huzurlu bir şekilde geçirmektir. Fakat kızı Esra ve küçük oğlu Önder'in daha iyi yaşamak gibi hayalleri vardır. Onların bu hayalleri bütün aileyi bir anda İstanbul'a sürükler. Ruhi'nin eşi ve annesiyle birlikte İstanbul'a gelmesiyle gelişen olaylar kontroldan çıkar.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Bal

Semih Kaplanoğlu’nun yönettiği ve Bora Altaş, Erdal Beşikçioğlu ile Tülin Özen’in oynadığı Bal, 09 Nisan 2010'da Cine Film dağıtımıyla Kaplan Film tarafından vizyona çıkarıldı.
İlkokuldaki Yusuf'un babası Yakup ormanın karakovan balcılığıyla uğraşmaktadır. Babasıyla sık sık gittiği orman, Yusuf için gizemli bir yerdir. Yakup, soyu hızla tükenen Kafkas arılarının peşinden uzak bir ormana gider. Günler geçer, Yakup'un gecikmesi Zehra'yı ve Yusuf'u tedirgin eder. Sis Dağı şenliğinde de Yakup'a rastlayamazlar. Babasını aramak için ormanın derinliklerine dalan Yusuf'un gördüğü rüya gerçekleşecek midir?
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

9 Nisan 2010 Cuma

Beş Şehir

Onur Ünlü’nün yönettiği ve Bülent Emin Yarar, Şebnem Sönmez, Beste Bereket ile Tansu Biçer’in oynadığı Beş Şehir, 09 Nisan 2010'da CineGroup dağıtımıyla Eflatun Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Aydın, İstanbul’a tayin olmuş bir polis memurudur. Şehre alışmaya çalışırken, Beyoğlu’ndaki bir şekerci dükkânında çalışan Mehtap’a gönlünü kaptırıverir. Fakat ne yapsa onun dikkatini çekemez. Tıpkı, oyuncak trenler satarak yaşamaya çalışan eski hukuk öğrencisi Şevket’in, aynı şekerci dükkanında çalışan Dilek’in dikkatini çekemediği gibi. Tam bugünlerde Dilek’in karşısına, Aydın çıkar ve kontrolsüz arzusunu Dilek’e yöneltir.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

Rina

Şenol Sönmez’in yönettiği ve Paşhan Yılmazel, Eray Türk, Çağlar Çorumlu ile Merve Sevi’nin oynadığı Rina, 09 Nisan 2010’da Özen Film dağıtımıyla Rina Yapım Sinema Film Prodüksiyon Ltd. Şti. tarafından vizyona çıkarıldı.
Rina, ada ve insanın yalnızlığının benzeşmesinden doğan bir metafor. Filmde hayallerimize ulaşmak için yaşadığımız sürece neler yaptığımız sorgulanıyor. Hayatta birçok maddi şeye sahip olabiliriz ama sonuca baktığımızda koca bir hayatı geride bırakmışızdır ve hayallerimizi gerçekleştirememişizdir. Rina, insanların hayalleri için yaptığı fedakârlıkları sorguluyor.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

İki Babalık

Walt Becker’in yönettiği ve Matt Dillon, Robin Williams, John Travolta ile Kelly Preston’un oynadığı İki Babalık (Old Dogs), 09 Nisan 2010'da UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Altı yaşında ikiz çocukları olan boşanmış bir baba ile hovarda ruhlu arkadaşı bu iki çocuğun bakımı ve sorumluluğu iki hafta boyunca üzerlerine kalınca çareyi ikizleri ve kendilerini bir yaz kampına katılmakta bulurlar. Yaz kampının yöneticisi Barry ikizlerle birlikte kampa gelen adamların aslında sevgili olduklarını ve ikizleri evlât edindiklerini düşünür. Bu nedenle bir an bile eleştirel gözlerini onların üzerlerinden ayırmaz.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

8 Nisan 2010 Perşembe

Özlemez misin?

Özledin mi diyorsun özlemez misin
Baharlar bitsede kışlar gelmese
Hep gece olsa gün görünmese
Mevsim yaz olsa yaksa sıcacık
Kar tanelerini hasretle düşünmezmisin

Durgun denizde dalgaları
Akşamın ardından sabahları
Kalbinden kopmuş kahkahaları
Sen olsan özlemezmisin

Zaman zaman en güzel hayalleri
Beraber yürünen yeşil tepeleri
O kır kahvesini mutlu günleri,
Sen olsan özlemezmisin

En güzel sofralar da taze ekmek kokusunu
Çok susayınca bir pınarın suyunu
Sevdiğini yanında bulmanın duygusunu
Sen olsan özlemezmisin..

Bazen gülüp,bazen ağladığın
Yalnızlıkta okşayan ellerini aradığın
Bir dolu hatırayı beraber yaşadığın
Sevgiliyi bilmem ki özlemez misin...

Cansın Erol

6 Nisan 2010 Salı

Ateş ile Suyun Hikâyesi

Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında;sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa.
Demiş ki suya:
Gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol...
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa; al demiş:
Yüreğim sana armağan...
Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca, kopmamacasına...
Zamanla su, buhar olmaya, ateş, kül olmaya başlamış.
Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de,yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su...
Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
Aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyu.
Bir gün gelmiş, suya varmış yolu
Bakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın.
Ve o an anlamış; aşkın bazen gitmek olduğunu.
Ama gitmenin yitirmek olmadığını...

4 Nisan 2010 Pazar

Evlenme Teklifi

Genç kız annesine sordu:"Anne, sevgilim bugün bana evlenme teklif ederse kabul edeyim mi?" Anne birkaç dakika düşündükten sonra yanıtladı: "Sevgilin çok heyecanlı ve sabırsız görünüyorsa düşünmek için biraz zaman iste. Yok, onu biraz endişeli görürsen, hemen boynuna atılarak, fikrini değiştirmesine zaman tanımadan kabul et!"

1 Nisan 2010 Perşembe

Kavuşma Günü

En güzel gülüşünle karşıla beni
İşte geldim yanına yorgun ve yitik
Yılmışım, yıkılmışım, kahrolmuşum
İçimde tarifsiz bir gariplik

Anlamaya çalış bir şey sormadan
Yaklaş yanıma, gözlerime bak
Dağıt saçlarını çocuklar gibi
Sonra başını omuzlarıma bırak

Dertliyim, kahırlıyım, efkarlıyım
Ağır, çaresiz hüzünlerle geldim sana
Birlikte ömür boyu yaşayacağımız
Perişan gecelerle, günlerle geldim sana

Paramparça hayallerim, umutlarım
Ne kalmışsa içimde kırık dökük
Al, yeniden yarat beni, ayıkla arıt
Baksana, bütün ışıklarım sönük

Pelte pelte karanlığım koyu, zifir
Göklerin üstüme abandığı gecelerdeyim
Dinle, sana bir şarkı söyleyeceğim özlem dolu
Dinle, bütün çalgıların sustuğu yerdeyim

Oysa ki sen aradığım, bulduğumsun benim
Oysa ki bu en güzeli kavuşmaların
Bakma şimdi böyle kahırlı olduğuma
En mutlu şiirleri söyleyeceğim sana yarın

Yeter ki mahşere dek beni özle beni sev
Zamanların en ölümsüzünde yaşat beni
İşte geldim yanına alev, alev dopdolu
Al dilediğin gibi yeniden yarat beni

Ümit Yaşar Oğuzcan