31 Mart 2012 Cumartesi

Pamuk Prenses’in Maceraları

Tarsem Singh’in yönettiği ve Julia Roberts, Lilly Collins, Armie Hammer ile Nathan Lane’in oynadığı Pamuk Prenses’in Maceraları (Mirror Mirror), 30 Mart 2012’de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalından farklı, masalın söylenmemiş tarafını anlatan bir uyarlama. Yapım, kötü niyetli bir cadının, Pamuk Prensesi sürgüne gönderip, krallığın başına geçmesini mizahi bir dille aktarıyor. Pamuk Prenses, ormanda tanıştığı Yedi Cücelerin yardımıyla tacını geri almaya uğraşırken, kötü Kraliçe, Prens Andrew'la evlenmeye çalışmaktadır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

30 Mart 2012 Cuma

Şansa Bak

Jonathan Levine’in yönettiği ve Joseph Gordon-Levitt, Seth Rogen, Anna Kendrick ile Bryce Dallas Howard’ın oynadığı Şansa Bak (50/50), 30 Mart 2012’de Pinema Film dağıtımıyla r Film - Mars Entertainment Group tarafından vizyona çıkarılıyor.
Sevgilisi ve mükemmel işiyle, 27 yaşındaki Adam’ın hayatında her şey yolunda gibidir. Ancak dinmek bilmeyen sırt ağrıları başlayınca, bir tür kanser hastalığına yakalandığını öğrenir. Gelişen bir tümör hayatını bir anda değiştirir. Arkadaşlarla kahve içmenin yerini kemoterapi kliniklerini ziyaret, sergi açılışlarının yerini psikolojik terapi seansları alır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

28 Mart 2012 Çarşamba

Sen Sen Sen

Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..

Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter..

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..

Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter...

Yavuz Bülent Bakiler

25 Mart 2012 Pazar

Yaşamayı Seçin

Ahmet, daima iyimser olan bir insandı. Başına, büyük bir felâket bile gelse, olumlu düşünür, böylece güçlükleri yenmeyi başarırdı. Bunun sırrını kendisinden öğrenmek istedim; bana anlattı: "Sabah kalktığımda kendi kendime derim ki: İki seçimin var. Havan ya iyi olacak, ya kötü. Havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey başıma geldiğinde, gene iki seçimim var diye düşünürüm. Ya kendimi koyuvereceğim, ya ders alacağım. Ders almayı tercih ederim." Şaşırdım, "Bu kadar kolay mı?" diye sordum. Sözleri beni çok etkiledi. Hayatımda onun ilkelerini uygulamaya gayret ettim. Yıllar sonra, Ahmet'in başına çok talihsiz bir olay geldi. Soygun için evine gelen hırsızlar onu delik deşik etmişler. Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış. Ben onu bu olaydan 6 ay sonra gördüm, "Nasılsın?" diye sorduğumda, "Bomba gibi" cevabını verdi. Olay sırasında neler hissettin Ahmet? " Yerde yatarken iki seçimim var diye düşündüm. Ya yaşamayı seçecektim, ya da ölümü. Yaşamayı seçtim. " Korkmadın mı?" " Ambulansla gelenler harika insanlardı. Bana hep "İyileşeceksin merak etme" dediler. Ama hastaneye vardığımızda, doktorların ve hemşirelerin yüzündeki ifadeyi görünce, ilk defa korktum. Bana ölmüş gözüyle bakıyorlardı. O anda kendimi toparladım. Bir şeye ihtiyacım olup olmadığını soran hemşireye, "Var" dedim. "Kurşunlara alerjim var." Doktorlar, hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım: Ben yaşamayı seçtim... Beni canlı gibi ameliyat edin; otopsi yapar gibi değil. Ahmet yaşamayı seçtiği için, hayatta kalmayı başarmıştı. Siz de her zaman, yaşamayı seçin ve en ağır sorunlarla karşılaştığınızda dahi "Bomba gibiyim" demeyi ihmal etmeyin.

23 Mart 2012 Cuma

El Yazısı


Ali Vatansever’in yönettiği ve Cansu Dere, Wilma Elles, Sarp Akkaya, Sercan Badur, Salih Kalyon, Baran Akbulut, Bahtiyar Engin, Ayşe Selen ile Kenan Bal’ın oynadığı El Yazısı, 23 Mart 2012'de Medyavizyon Film dağıtımıyla Terminal Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Kasabanın eczacısı Zeynep ani bir kararla evlilik hazırlıklarına başlar. Genç Ahmet, yakındaki köyden sevdiği kızı kaçırmayı plânlamaktadır. Afacan Ragıp, Eczacı Zeynep'e naif bir aşk mektubu yazar. Kasabanın ilk yabancı öğretmenini karşıladığı günde, umut dolu bu üç hikâye giderek iç içe geçer.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb

20 Mart 2012 Salı

İnsan İlişkilerinde Temel Teknikler

İnsan İlişkilerinde Temel Teknikler
1. Eleştirmeyin, suçlamayın, şikâyet etmeyin!
2. İçten ve dürüst takdirlerinizi esirgemeyin!
3. Karşınızdaki kişide iş yapma isteği uyandırın!

İnsanlara Kendinizi Sevdirmenin 6 Yolu
1. Başkalarıyla içtenlikle ilgilenin!
2. Gülümseyin!
3. Herkes kendi adının her dildeki en tatlı ve en önemli sözcük olduğuna inanır. Bunu unutmayın!
4. İyi bir dinleyici olun! Karşınızdakini kendisi hakkında konuşmaya yönlendirin!
5. Karşınızdakinin ilgisini çekecek konulardan bahsedin!
6. Karşınızdakinin kendisini önemli hissetmesini sağlayın ve bunu içtenlikle yapın!

İnsanları Sizin Gibi Düşünmeye Yöneltmek
1. Tartışmadan en iyi sonucu almanın tek yolu tartışmadan sakınmaktır!
2. Başkalarının görüşlerine saygı duyun! Kimseye yanılıyorsun demeyin!
3. Yanılıyorsanız, vakit geçirmeden bunu içtenlikle ortaya koyun!
4. Söze dostça başlayın!
5. Karşınızdakinin Evet demesini sağlayın!
6. Bırakın konuşmanın çoğunu karşınızdaki yapsın!
7. Bırakın, karşınızdaki kişi fikrin kendisine ait olduğunu düşünsün!
8. Olayları karşınızdakinin bakış açısından görmeyi deneyin! Bunu dürüstçe ve içtenlikle yapın!
9. Karşınızdaki insanın duygu ve düşüncelerine anlayış gösterin!
10. İnsanların soylu güdülerine seslenin!
11. Düşüncelerinizi sunarken Gösteri Sanatı’nın gücünü unutmayın!
12. İnsanlara mücadele zevki verin!

Öncü Olabilmek; Gücendirip Kızdırmadan İnsanları Değiştirmenin Yolları
1. Söze överek ve dürüstçe takdir ederek başlayın!
2. İnsanlara yanlışlarını dolaylı yoldan anlatın!
3. Karşınızdakini eleştirmeden önce kendi yanlışlarınızdan söz edin!
4. Doğrudan emretmek yerine öneriler getirin!
5. Kimsenin ayıbını yüzüne vurmayın!

19 Mart 2012 Pazartesi

Kadının Tadı

Bir kadının en güzel yeri, henüz kırılmamışsa, kalbidir. Kırılmışsa, ıslak bakan gözleri. Artık ağlayamıyorsa, dudağının kenarına yerleşmiş hüznü. Hüznü bile hissetmiyorsa artık, buz tutmuş parmakları. Isınmıyorsa, konuşmuyorsa ve hiç gülmüyorsa, anılarda kalmış çocukluğudur. Ama muhakkak tatlı bir yeri vardır kadının. Yeter ki, ona severek bakan bir çift göz olsun üstünde. Kadın sevenine gösterir, severek gösterir sakladığı tadı... Sevgi ve saygı, dünyadaki tüm kadınlara sadece bir gün değil, her gün olmalı. Onları yaşattıkları güzellikler için kutluyorum.

18 Mart 2012 Pazar

Şeyh'in İmtihanı

Şeyh, müridini imtihan etmek ister. Eline iri bir pırlanta verip,"Oğlum"."Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor. En sonunda bir de kuyumcuya göster. Ne dediklerini öğren, gel bana bildir.Mürit önce bir bakkal dükkânına girer ve"kaç para verirsiniz buna?"diye sorar. Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği mücevheri alır, evirir çevirir,"buna bir tek lira veririm". Üçüncü durak bir semercidir. Semerci şöyle bir bakar,"benim semerlere iyi süs olur. On lira vereyim"diye konuşur. Mürit en son olarak kuyumcuya gider. Kuyumcu mücevheri görünce yerinden fırlar. Ne istiyorsan veririm. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.Mürit, emanet olduğunu, satmaya yetkisi bulunmadığını anlatır. Ve şeyhinin yanına döner. Şeyh, o gün yaşadıklarından ne anladığını sorar.Müridin verdiği cevap çok doğrudur:"Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir."

16 Mart 2012 Cuma

Aşkım Benim


Declan Donnellan ile Nick Ormerod’un yönettiği ve Robert Pattinson, Uma Thurman, Kristin Scott Thomas ile Christina Ricci’nin oynadığı Aşkım Benim (Bel Ami), 16 Mart 2012’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Guy de Maupassant'ın klâsik eserinden uyarlanan Aşkım Benim (Bel Ami), 1890’ların Paris’inde geçen bir güç ve denge hikâyesi. Georges Duroy, sefaletten zenginliğe, kadınların bir araç olduğu sokaklardan tutkulu güç birlikteliklerine giden yolu hızla aşmaya çalışan yakışıklı akıllı ve çekici bir genç adamdır. Ve o yıllarda güç, hayatta kalmak için herşeydir.


Basın Bülteni
Fotoğraflar
Fragman
IMDb

Son Vurgun


Baltasar Kormakur’un yönettiği ve Mark Wahlberg, Kate Beckinsale, Ben Foster ile Giovanni Ribisi’nin oynadığı Son Vurgun (Contraband), 16 Mart 2012’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Chris, suç dolu yaşamını uzun süre önce terk etmiştir ama kayınbiraderi Andy, bir uyuşturucu anlaşmasını berbat edince, Andy’nin borcunu ödemek için yaptığı en iyi iş olan kaçakçılığa geri dönmek zorunda kalır. Panama’daki son iş için bir ekip toplar. Chris, karısı Kate ve oğulları hedef olmadan önce, polislerden ve tetikçilerden kurtulmak için tüm becerilerini kullanmalıdır.
Basın Bülteni

Gökten Bir Uydu Düştü

Julie Delpy’nin yönettiği ve Julie Delpy, Noemie Lvovsky, Bernadette Lafont ile Emmanuella Riva’nin oynadığı Gökten Bir Uydu Düştü (Le Skylab), 16 Mart 2012’de M3 Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı. Julie Delpy'nin Paris’te İki Gün ve Kontes filmlerinin ardından çektiği film, 1979’da, babaannelerinin doğum gününü kutlamak için Fransa’nın Brittanny bölgesindeki bir evde, yaz tatili sırasında bir araya gelen geniş bir ailenin iki gününe odaklanıyor. Gökten Bir Uydu Düştü, eğlenceli, insanın içini ısıtan, bir aileyi üç nesil boyunca izleyen dokunaklı bir komedi.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Fragman
 IMDb

15 Mart 2012 Perşembe

Ben Senin Varlığını Seviyorum,

Ben senin varlığını seviyorum,
Yokluğunu seviyorum
Sana ulaşamadığım dakikalarda.
Seni duymayı
Seni özlemeyi
Hiç görmesem bile seninle olmayı seviyorum.
Hiç korkmuyorum seni sevmekten.
Senin gülüşünü seviyorum.
Her bana bakışında
Gözlerinde okuduğum o duyguyu
Gözlerindeki gözlerimi seviyorum.
Gönlünü seviyorum
Özünü seviyorum senin
Dudaklarındaki sözlerimi seviyorum
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben sendeki o sıcaklığı
Sana olan uzaklığı seviyorum.
Yanaklarından akan göz yaşlarını
En çok, dağınık olduğunda saçlarını
Beni arayan ellerini seviyorum.
Yalnızlığımı seviyorum sebebi sensen
Ayrılığını seviyorum,
En çok yalnız kaldığımda
Beni bulan gönlünü seviyorum.
Ben en çok senin bana olan
Sevgini seviyorum.
İçimden haykırmak geliyor.
Dünyaya sığdıramadığım seni
Kalbime sığdırmak geliyor.
Ağlamak geliyor seni görmezsem
Özlemek geçiyor içimden seni
Sevmek geçiyor.
İçimden sana doğru giden
Bin bir türlü yol geçiyor.
İçimden sen mutlu olacaksan
Ölmek bile geçiyor gülüm.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben yalnızca seni seviyorum,

Atilla Aydoğan

10 Mart 2012 Cumartesi

İyiki Varsın

İyiki varsın bir tanem,
Yokluğun karanlıklar kadar derindi.
Varlığınla aydınlandım.
Nurum, gülüm, bir tanem,
Sen hayatımı anlamlı kılansın.
Yaşadığımı sanıyormuşum,
Yaşadığımı seninle anladım.
Kavrulmuşum, yanmışım.
Seni susamışım,
Seni içtim, kandı yüreğim,
Kalbim, topraklar gibi çatlamıştı.
 Ne susuzluk çektiğimi anladım.
Mutluyum artık,
Hem de tarifi imkansız.
Sen varsın ya artık,
Varsın başka bir şey olmasın...

Ahmet Tulganer

9 Mart 2012 Cuma

Elveda İlk Aşk


Mia Hansen Love’ın yönettiği ve Lola Creton, Sebastian Urzendowsky, Magne Havard Brekke ile Valerie Bonneton’ın oynadığı Elveda İlk Aşk (Goodbye First Love), 09 Mart 2012’de M3 Film dağıtımıyla Kurmaca Film tarafından vizyona çıkarıldı.
15 yaşındaki Camille, Sullivan'ı tüm kalbiyle, Sullivan ise Camille'i mantığıyla sevmektedir. Sullivan okulu terk eder, kalan mirası satarak dünyayı keşfe çıkar. Camille perişan olur ve yıllarca toparlanamaz. Zamanla büyüyecekler, tekrar karşılaşacaklardır ama ilk aşkın etkisi geleceklerini belirlemiştir.
Basın Bülteni: .doc / .pdf

6 Mart 2012 Salı

Bilge

 Bilgeye sormuşlar dünyada en güzel şey nedir?
 " Sevmek... "
" Peki sonra? "
" Sevilmek..."
Peki neden sevmek sevilmekten önce geliyor? demişler..
Cevap vermiş: " İnsan sevdiğine, sevildiğinden daha çok emindir... "

Bilgeye sormuşlar bir insanın zekâsını nereden anlarsınız?
" Konuşmasından. "
" Ya hiç konuşmazsa?"
" O kadar akıllı insan yoktur ki!.."

Bilgeye nasıl insan oluruz? diye sormuşlar.
" Üç adımda... Birinci adım, sana kötülük yapanlar hakkında kötülük düşünmeyeceksin. İkinci adım, kötülük yapanlara iyilik yapacaksın ve nihayet üçüncü adım: Sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark gözetmeyecek hale geldiysen, gerçekten kâmil insan olursun."

4 Mart 2012 Pazar

Adam, Köpek ve Cennet

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği, bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Gökyüzünde dolaşırken, bembeyaz bulutların ardında muhteşem bir manzarayla karşılaştılar. Bahçe kapısında beyazlar içinde bir kadın gördüler. Adam, usulca sordu: "Burası neresi?" " Cennet," cevabını aldı. " Harika, çok susamıştım, biraz su verir misiniz? " diye sordu. " Tabii efendim içeri buyurun. İçeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz. Yalnız köpeğiniz sizinle gelemez. Hayvanlara yasak burası." Adam, bir an durdu, sonra, "Hayır ondan ayrılamam" diye itiraz etti; tam ters istikamette yürümeye başladı. Bir süre sonra, adamla köpek kendilerini çamurlu bir yolda buldular. Karşılarında yırtık pırtık elbiseli bir dede. Ona sordu: " Afedersiniz bana biraz su verir misiniz? " Dede "İçeri gel" dedi, "Kapıdan girince hemen sağda bir çeşme var" " Peki arkadaşım da benimle gelip oradan su içebilir mi? " " Tabii... Çeşmenin yanında köpeğin de su içeceği bir kâse bulacaksın. " Adam çok sevindi ve dedeye sordu: "Burası neresi?" " Cennet..." " Ama nasıl olur, biraz önce muhteşem bir yere gittik, orasının da cennet olduğunu söylediler. Çiçeklerle süslü, altın kapılı bir yerdi." " Orası cehennem." " Fakat sizin adınızı kullanıp, insanları kandırıyorlar diye hiç kızmıyor musunuz? " Dede gülümsedi: " Kızmıyoruz, çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanı cennetten uzak tutuyorlar."

3 Mart 2012 Cumartesi

Edgar


Clint Eastwood’un yönettiği ve Leonardo DiCaprio, Naomi Watts, Armie Hammer ile Josh Lucas’ın oynadığı J. Edgar, 02 Mart 2012’de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıdı.
J. Edgar Hoover, yaşadığı dönemde Amerika’nın en güçlü adamıydı. Federal Soruşturma Bürosu’nun başı olarak ülkesini korumak için hiçbir şeyin önüne çıkmasına izin vermedi.
J. Edgar Hoover, tehlikelere karşı savaş açarken, vatandaşlarının güvenliği için kuralları esnetmekten çekinmedi. Yöntemleri acımasız olan bu adamın tek istediği takdir görmekti.

İyi Olan Kazansın


McG’nin yönettiği ve Tom Hardy, Chris Pine, Reese Witherspoon ile Chelsea Handler’in oynadığı İyi Olan Kazansın (This Means War), 02 Mart 2012’de Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Yakın arkadaş olan iki başarılı gizli CIA ajanı (Chris Pine ve Tom Hardy), aynı kıza aşık olduklarını keşfetmeleriyle birbirlerine gizli bir savaş başlatırlar ve böylece heyecan, aksiyon, macera ve romantizm dolu bir süreç başlar. Lauren (Reese Witherspoon) ikisi de birbirinden yakışıklı, yetenekli ve kışkırtıcı iki arkadaş arasında nasıl bir karar verecektir?

2 Mart 2012 Cuma

Bir Kadın

Bir Kadın Çocuktur Aslında 
Çocuk gibi davranmayı sever.
Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.
Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.
Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,
Ama asla onu bir Çocuk olarak görmeyeceksiniz.
Bir Kadın Güçlüdür Aslında
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler.
Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir
Hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.
Bir Kadın Sevgilidir Aslında
İçinde her zaman sevgiyi taşır.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz.
Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
Yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.
Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.
Bir Kadın Yalnızdır Aslında
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sığınağıdır.
O sığınağa ne zaman gireceğine,
Ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.
Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız
Onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.
Bir Kadın Bilgindir Aslında
Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez.
Yaratıcılığının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.
Bir Kadın Hayattır Aslında
Çünkü hayatın içinde olan her şey
Ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?
"Anlıyorsanız Ne Mutlu Size.
Anlamıyorsanız, Ne Yazık ki Yaşamıyorsunuz.."

Mehmet Co
şkundeniz

1 Mart 2012 Perşembe

Yaşam Tarzım

Duyduğum, dokunduğum, gördüğüm, tattığım, kokladığım için var bu dünya. Farkında olduğum için. Kendim yazdım, kendim oynadım en başından beri. O yüzden ki bir dünya yarattım, roller verdim sahnedekilere. Sevdim; sevgilim, paylaştım; dostum dedim. En derinimde hissettim; annem, kızdım da kıyamadım; babam dedim. Geçer dediklerimi geçirdim. Biter dediklerimi bitirdim. Nefret ettiklerimi sildim, geçtim. Gün oldu; silkindim, yeter dedim. Geride bıraktıklarım hesap sormaya kalkmasın o yüzden bana. Farkında olduğum için var oldunuz, vazgeçtiğim için bugün yoksunuz. Bu nasıl bir cüret ki; bir başka hayata müdahil olma, Umarsızca sorgulama, pervasızca yargılama hakkını bulur insan kendinde. Haddinizi aşmayın ey faniler. Ben yok olmayı kabullenirken, Kar taneleri mütemadiyen ayak izlerimi kapatmaktayken, Güneş bile her gün batarken, sizdeki ne arsızlıktır; Silinmeyi dahi kabul edemiyorsunuz bir başka faninin zihninden. Mezarlıklar, kendini vazgeçilmez sananlarla doluyken, Yerin üstündeki bu şatafat da neyin nesi oluyor acep? Uğraştırmayın da dağılın hadi. Dağılın ve gidin, ama bilin. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım da vardır lakin lafa bakarım laf mı adama bakarım adam mı diye…