30 Eylül 2010 Perşembe
29 Eylül 2010 Çarşamba
28 Eylül 2010 Salı
Evdeki Şef
"Evimizde iki şef vardır. Karım 1 numaralı, ben ise 2 numaralı.." deyince diğeri kendi durumunu anlatmış:
"Bizde ise 10 şef vardır. 1 numaralısı karımdır. 0 numara da ben!"
27 Eylül 2010 Pazartesi
Kardeşimden Sonra
Burr Steers’in yönettiği ve Zac Efron, Charlie Tahan, Amanda Crew ile Augustus Prew’in oynadığı Kardeşimden Sonra (Charlie St. Cloud), 24 Eylül 2010’da UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Büyük övgüler toplayan bir romandan yola çıkan Kardeşimden Sonra, Zac Efron’un (17 Yeniden, Saç Spreyi) dünyayı benzersiz şekilde görmesini sağlayan bir kazadan sağ kurtulmuş küçük kasaba kahramanı olarak başrolde oynadığı bir romantik dram filmi. Bu duygusallık dolu öyküde, bir yandan hayatının amacını ve aşkın dönüştürücü gücünü keşfederken, diğer yandan geçmişini kucakladığı romantik bir yolculuğa çıkıyor.
Borsa: Para Asla Uyumaz
Oliver Stone’un yönettiği ve Shia LaBeouf, Michael Douglas, Carey Mulligan ile Susan Sarandon’ın oynadığı Borsa: Para Asla Uyumaz (Wall Street: Money Never Sleeps), 24 Eylül 2010’da Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Wall Street piyasası, ekonomi dünyası ve bu dünyanın insanlarının arasındaki ilişkiler üzerinden giden film her anlamda paraya dair bir film olmakla beraber, bu mükemmel refah ve “güç kulübü”ne girmek için insanların neler yapabileceğinin hikâyesini ve aynı zamanda kızıyla bağını yitirmiş çaresiz bir adamın bu iletişimi yeniden sağlamaya çalışmasının hikâyesini de gözler önüne seriyor.
26 Eylül 2010 Pazar
Bir Kadın
Çocuk gibi davranmayı sever.
Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.
Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.
Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,
Ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz.
Bir kadın güçlüdür aslında.
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler.
Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de
Erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.
Bir kadın sevgilidir aslında.
İçinde her zaman sevgiyi taşır.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz.
Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
Yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.
Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.
Bir kadın yalnızdır aslında.
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sığınağıdır.
O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.
Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.
Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez.
Yaratıcılığının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.
Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup
İçtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?
Anlıyorsanız ne mutlu size.
Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz...
Can Dündar
25 Eylül 2010 Cumartesi
Anlatmak İstediklerim
Bıraktığın yalnızlık uçurumlarına düşmekten korkuyorum
Yolumu şaşıracağım, kaybolacağım
Öksüz kalacağım sevdana
Düşüncelerime takılınca insafsızca
Yüreğimin en derinlerinde sızlıyorsun
Yarım kalıyorum günümde
Gecelerim bir damla uykuya hasret
Takılıyorsun kirpiklerimin ucuna
Göz pınarlarım sağanak yağmur
Alev alev, sıra sıra yağıyorsun yanaklarımdan
İsyanım, yalnızlığımla amansız bir yarışta
Sancılara, acılara esir haykırıyorum
Hasret türküleri yakıyor hıçkırıklarım
Gözlerinin elasında dolaşmak istiyorum, bıraktığım yerden
Koynunda ki gül bahçesinde sabahlasın yeşeresi umutlarım
Desen ki hadi, gel
Sesinin nağmelerinde duracak kalbim
Nefesimi esir vereceğim dudaklarına
Rüzgarın aşk nağmeleri fısıldıyacak kulağıma avaz avaz
Okşansın saçlarım teninin sıcağında
Desen ki hadi gel, durma
Kanatlanıp uçacağım kollarında ki yuvama
Çıldıracağım mutluluktan, birdaha hiç gitmiyeceğim
Sen olacaksin son nefesim
Seni son nefesimde bile seveceğim
Saadet Güldürsün
24 Eylül 2010 Cuma
23 Eylül 2010 Perşembe
22 Eylül 2010 Çarşamba
21 Eylül 2010 Salı
Mutlu Aşk Yoktur
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur
Hayatı bu, silahsız askerlere benzer
Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter
Mutlu aşk yoktur
Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
Ve hemen can verdiler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur
Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
Mutlu aşk yoktur
Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da
Louis Aragon
20 Eylül 2010 Pazartesi
İşkolik
Balıkçı, "Tutabilirdim" diye cevap verdi. "Fakat bunun için daha uzun bir süre avlanmam gerekiyordu."
"Eeee.. Avlansaydın, bu saatte eve gidip de ne yapacaksın ki?.."
"Eşimi ve çocuklarımı alıp parka götüreceğim. Oğlumu salıncakta sallayacağız. Öğle yemeğini hep birlikte yiyeceğiz. Sonra ormanda yürüyeceğiz. Akşam olunca da evimize döneceğiz. Ben gitarımı eşim için çalarken, o küçük bebeğimize ninni söyleyecek."
"Yine de tüm gün balık tutmalısın dostum, yaptığın iş değil..."
Balıkçı şaşkın şaşkın sanayiciye bakarak "Neden?" diye sordu. "Gül gibi geçinip gidiyoruz işte..."
Sanayici gülerek, "Olur mu öyle şey?" dedi. "Hayat yalnızca geçinmek değil ki başka şeyler de var..."
" Başka ne var?"
Sanayici, balıkçının yanına giderek sandalına oturdu ve anlatmaya başladı:
"Bence balık tutmaya daha çok zaman ayırmalısın. Daha çok balık tutup daha fazla para kazanarak tekneni büyütmelisin. Onunla daha çok balık tutacaksın. Daha fazla kazanacak, kazandığınla modern avlanma tekniği satın alacaksın. Birkaç balıkçı filon olacak. Derken, zamanla şirketleşeceksin. Sonra zamanı geldiğinde şirketlerini halka açacaksın. Dünyanın her tarafına balık ve balık ürünleri satacaksın."
Balıkçı, sanayicinin anlattıklarını anlamakta zorlanıyordu. O susunca çekinerek sordu:
"Bunu neden yapayım?"
" Nedeni para! Çok paran olacak, milyon dolarlarla oynayacaksın."
" Peki sonra?"
" İşler yoluna girip adamakıllı zengin olduktan sonra, istersen emekliye ayrılır, küçük, temiz, gürültüsüz bir balıkçı kasabasına yerleşirsin. Artık keyfin çektikçe denize açılır, yalnızca zevk için tutarsın. Kalan zamanını eşine ve çocuklarına ayırırsın. Onları parkta, ormanda gezdirirsin. Akşamları evinizde birbirinize eski günleri anlatır, eşine gitar çalıp onu mutlu edersin. Nasıl, anlattıklarım hoşuna gitti, değil mi?"
" İyi de, ben zaten öyle yaşıyorum. Mutluluğumu neden yıllar sonrasına erteleyeyim?"
19 Eylül 2010 Pazar
Ejderha Dövmeli Kız: Millennium Üçlemesi 1
40 yıl önce varlıklı ve güçlü bir ailenin genç ve güzel kızı Harriet Vanger ortadan kaybolur. Cesedi hiçbir zaman bulunamaz. Bunun bir cinayet olduğuna inanan amcası yıllar sonra bu olayı araştıracak korkusuz birilerini tutmaya karar verir. Gazeteci Mikael ile ona yardım eden dövmeli kız Lisbeth, Harriet'in izini sürerken bir dizi cinayeti açığa çıkarır, katil aileden biridir.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb
Camino
Gerçek bir olaydan esinlenen Camino, 11 yaşında olağanüstü bir genç kızın hayatında yepyeni iki olayla, “aşık olmak” ve “ölüm”le yüzleşmesini konu alan duygu yüklü bir hikâye. Camino, aslında yoluna çıkan engelleri ve hayatına çökmüş karanlığı, derin yaşama, sevme ve mutlu olma arzusu ile delip geçen parlak bir ışık. Camino, İspanya’nın Oscarı sayılan 23. Goya Ödülleri’nde 6 ödül birden aldı.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb
Paris’te Son Konser
30 yıl önce, Bolşoy orkestrasının şefi Andrei, Yahudi müzisyenleri çalıştırdığı için kovulur. Şimdi ise Bolşoy’da bir temizlikçidir. Bir gün, Chatelet Tiyatrosu’nun Bolşoy’u Paris’e davet ettiğini öğrenir. Andrei, eski müzisyenleri biraraya getirip Paris’te Bolşoy Orkestrası’nın yerine çalmaya karar verir. Eğer hepsi bu zor durumun üstesinden gelebilirse, onlar için bir zafer olacaktır.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb
18 Eylül 2010 Cumartesi
Garip Bir Aşk Öyküsü
İki arkadaş Zack ve Miri finansal güçlüklerle yüzyüze gelirler. Dairelerinin elektrik ve suyu borç yüzünden kesilince acilen para kazanabilmek için evde amatör porno film yapmaya karar verirler. İki eski dost bir filmde rol yapmanın dostluklarının bozmayacağını düşünmektedirler. Oysa filmi yapmaya başladıklarında aralarındaki ilişki iş ilişkisinden çıkıp bambaşka bir yöne doğru gitmeye başlar.
Basın Bülteni: Yeni / Eski
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb
17 Eylül 2010 Cuma
16 Eylül 2010 Perşembe
15 Eylül 2010 Çarşamba
14 Eylül 2010 Salı
13 Eylül 2010 Pazartesi
12 Eylül 2010 Pazar
11 Eylül 2010 Cumartesi
Centilmen
Jack, kiralık katiller arasında acımasızlığıyla tanınan biridir. Her görevden sonra yaptığı gibi küçük bir İtalyan kasabasında inzivaya çekilir. Rahip Benedetto’yla bir dostluk kurar, kasabada tanıştığı Clara isimli genç kadınla yakınlaşır. Jack, Clara’yla başlayan ilişkisi yüzünden konsantrasyonunu kaybetmektedir ve bir tetikçi için en tehlikeli şey açık vermektir.
Basın Bülteni: Uzun / Kısa
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb
10 Eylül 2010 Cuma
9 Eylül 2010 Perşembe
8 Eylül 2010 Çarşamba
Efendilik
Olaya şahit olan İzzet Molla sorar:
"Adama etmediğiniz kötülük kalmadı. Şimdi bu kadar iltifat edişinizin hikmeti nedir?"
"Evet... ben bu adamın her şeyini aldım. Ama, üzerinde bir efendilik var ki, onu bir türlü alamıyorum. Bu yüzden de onu görünce, saygı duymak ve itibar etmek zorunda hissediyorum kendimi."
7 Eylül 2010 Salı
6 Eylül 2010 Pazartesi
Temel ve Çoğul
" İnsanın çoğulu nedir Temel?"
" İnsanlar "
" Peki bebeğin çoğulu?"
" İçizdur..."
5 Eylül 2010 Pazar
4 Eylül 2010 Cumartesi
3 Eylül 2010 Cuma
Seni Uzaktan Sevmek
Erin’ın kıvrak zekâsı ve süzgeçten geçmemiş dürüstlüğü, bekârlığa yeni adım atmış olan Garrett’ı etkisi altına alır. Aralarındaki elektrik bir yaz aşkının ateşini yakar ama her ikisi de bu ilişkinin Erin’ın San Fransisco’daki evine dönmesi ve Garrett’ın işi için New York’ta kalmasıyla biteceğini düşünmektedir. Ne var ki, ikisi de ilişkiyi bitirme konusunda kararsız kalırlar.
Basın Bülteni
Fotoğraflar
Web Sitesi
Fragman
IMDb