22 Mart 2009 Pazar

Sen İstanbul Kokardın

Martıları gözlerinden dinledim
İstanbul'un boğazı yanmış dün gece
Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim
Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize
Ben bu şehre yüreğimi içirmedim
Göklerden hicran yağdı, İstanbul'lu bir geceydi
Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın
İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi
Yalansa kahrolayım sen İstanbul kokardın
Sevda dediğin gülüm
Bir busedir dudağımda
Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi
Utanır intihar ederdi ölüm
Hayata rest çekip ağladığımda
Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi
Ben lal olmuş bülbülüm sen deli gülsün bağımda
Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi
Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda
Kah aşkı yağan kar tanesi, kah leyla tüter rüzgarda
Zambak gibi, leylak gibi, cigaramda duman gibi
Sevdiceğim sen İstanbul kokardın
Dayadım on dörtlüyü İstanbul'un şakağına
İstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum
Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına
Söylemedi inat ettim, gece seni uyudum
Ben bir sana bir bu şehre gül dedim
Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece
Sensizken İstanbul'da bir gün olsun gülmedim
Yıllar kapımı çaldı ellerinde vur emri
Yokluğun var, sen yoktun, ölüm geldi ölmedim
Ağladım, yüreğimde sen, sende divane İstanbul
Aşkından hatıra dedim gözyaşımı silmedin
Ben bir sana bir bu şehre GÜL dedim
Belki de can, bunun için ben gülleri çok sevdim
Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor
Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor
Çatlıyası deli yürek '' SEN, SEN, SEN''diye atıyor
Oyy gece gözlüm oy
İstanbul seni seni kokuyor

Orhan Veli Kanık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder